1. HABERLER

  2. ELEKTRİK

  3. Fındıklı: Pervane üfleyerek dönmüyor, nükleer şart

Fındıklı: Pervane üfleyerek dönmüyor, nükleer şart

Enerji Günlüğü / (Mehmet Kara) - Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Enerji Komisyonu Başkanı Mücahit Fındıklı, Türkiye'nin her türlü kaynağı...

Fındıklı: Pervane üfleyerek dönmüyor, nükleer şart

Enerji Günlüğü / (Mehmet Kara) - Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Enerji Komisyonu Başkanı Mücahit Fındıklı, Türkiye'nin her türlü kaynağı kullansa bile, en az dört nükleer santrale ihtiyacı olduğunu söyledi. Almanya'nın nükleer santralleri kapatacağı yönündeki açıklamalarını da değerlendiren Fındıklı, "Zaten kapatacaktı. Çünkü bunlar ömrünü tamamlamış tesislerdi. Ama yenisini kurmayacağım demiyor ki, sadece eskileri kapatacağım diyor. Bunu yaparken de sempati topluyor, iyi bir süreç yönetimi" dedi.

TBMM Enerji Komisyonu Başkanı Mücahit Fındıklı, Enerji Günlüğü'ne verdiği özel röportajda, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) Kanunu'nun yeniden düzenleneceğini söyledi. Bu çerçevede yapılan hazırlıkların önümüzdeki günlerde kendilerine intikal edeceğini aktaran Fındıklı, yasa değişiklikliğinin amacını enerji piyasalarında, özellikle de elektrik pazarında rekabet ortamının sağlanması olarak açıkladı. Önceki gün "Serseri piyasa istemiyoruz, serbest piyasa istiyoruz" başlığıyla ilk bölümünü özetlediğimiz Fındıklı'nın Enerji Günlüğü'ne yaptığı açıklamaların devamını aktarıyoruz:

Enerji Günlüğü: EPDK Kanunu'nda değişikliğe hazırlandığınızı söylediniz... Yeni düzenlemelerde amaç ne, neler getirecek?
Mücahit Fındıklı: Amaç bugüne kadarki süreçte yaşanan aksaklıkları ortadan kaldırmak... Çünkü yeni bir alana giriyoruz, yeni bir yapılanmaya gidiyoruz. Şundan da gocunmuyoruz. Evet, yaptık, ilanihaye bu kanun 50 sene gidecek diye bir şey yok. Çünkü teknoloji çok hızlı değişiyor, yeni ihtiyaçlar ortaya çıkıyor, toplumun yeni talepleri oluyor. Bunları karşılayabilmek için kanunu sürekli harmanlamak, yenilemek zorundasınız. Ama ana omurga itibariyle yapmak istediğimiz, serbest piyasaya yönelik enerji üretimini sağlamak. Dolayısıyla bunun için gayret sarf ediyoruz.

ENERJİDE BÜTÜN PAYDAŞLARA İŞ DÜŞÜYOR
Enerji Günlüğü: Şu anda ne durumdayız ve nerelerde aksaklıklar yaşanıyor?
Mücahit Fındıklı: Şu anda elektrik enerjisi olarak Kafkaslardan gelen hatlar bizim üzerimizden Avrupa'ya bağlı. Yani örneğin Bulgaristan'a elektrik satabiliyoruz, oradan elektrik alabiliyoruz. Artık daha global bir yapı oldu. Bunları yaparken, piyasanın bir şekilde düzenlenmesi, denetlenmesi lazım. O da devlete düşüyor. Orada EPDK gibi bağımsız bir hakem kurulu tarafından bu işlerin yönlendirilmesi ve yönetilmesi gerekiyor. Türkiye eğer istediği noktaya ulaşacaksa, sektörde çalışan, sektöre emek veren herkesin, bütün firmaların bu projeye inanması ve özveriyle çalışması lazım. Üretimiyle, iletimiyle, dağıtımıyla, satışıyla uğraşanlar. Bütün oyuncuların paydaş olarak bu yükü taşıyor olmaları lazım. Yepyeni bir alan açılıyor çünkü özel sektöre. O bakımdan şirketlerimizin gayretli olmalarını istiyorum.

ELEKTRİK DAĞITIM ÖZELLEŞTİRMESİNİ BAŞARAMADIK
Enerji Günlüğü: Gayretli olmak derken, özel sektörün üzerine düşen görevler neler sizce?
Mücahit Fındıklı: Özellikle dağıtım ihalelerinden sonra bazı firmalarımızda ciddi aksaklıklar var. Bazı firmalarımız çabuk adapte oldular. Kendilerini yenilediler. Bazıları öyle olmadı. Mesela gaz dağıtımında hiç problem yok. Gaz dağıtımı iyi gidiyor. Ama elektrik dağıtımında aynı başarıyı yakaladık diyemem, problemler yaşıyoruz. O sıkıntıları mutlaka çözüyor olmamız lazım. Onun için de özel sektör teminatını vermiş, teklifini vermiş, ihalesine girmiş, almış, daha ciddi asılması lazım olaya. Aksi takdirde biz bunlarda başarıyı yakalayamazsak sektörün kendisine zarar vermiş oluruz. Sektörle ilgili nihai hedefe beş yılda ulaşacaksak, 7-10 yılda ulaşmış oluruz, bu Türkiye'nin, dolayısıyla sektörün de kaybı olur. Hem bakanlığın, yani devlet tarafının, hem de özel sektör tarafının aynı titizlikte sektörü koruyan tavır ve politikalar içinde olması lazım...

ENERJİ MEDYASI ÇOK ÖNEMLİ
Enerji Günlüğü: Medyanın öneminden söz etmiştiniz... Enerji medyasına düşen nedir?
Mücahit Fındıklı: Evet, enerji medyasını da çok önemli görüyorum. Dünyayı iyi takip etmek lazım. Dünya siyasetini iyi takip etmek lazım. Bazen bağırana değil, onu kim bağırtıyor, onun arkasına bakıyor olmak lazım. Bütün bunları yapabilmek için de ülkemizde ciddi enerji uzmanlarının, ciddi köşelerde, ciddi yerlerde yapılanması, pozisyon alması, örgütlenmesi, yazıp çizmesi gerekiyor. Bu sektör yeni, pazarlaması yeni, halkla ilişkileri yeni, dağıtımı yeni... Bazı kanunlarımızı değiştirdik. TPAO'yu değiştirdik, başka ülkelere gidiyor. Kazakistan'da petrol arıyor, Kuzey Irak'ta kuyu vuruyor, petrol arıyor. Bizde yoksa olan yerde olmaya gayret ediyoruz. Dolayısıyla bütün bunlar çok karmaşık ilişkileri gerektiriyor. İç politikanın hengamelerine bağırış çağırışına bakmadan, neler oluyor diye daha arkaya bakıp, gelişmeleri iyi gözlemek lazım. Çoğu zaman devletler birbirinin ne yaptığını çok iyi biliyor. Kamuoyunun ilgilendiği görünürde yaşananların arkasında daha başka şeyler oluyor.

DÜNYADA İLK 10'A GİRMEK İÇİN ENERJİ ÇOK ÖNEMLİ
Enerji Günlüğü: Dağıtımla ilgili durumu anlattınız, aksaklıklardan söz ettiniz, onların aşılması gereğine işaret ettiniz... Peki yatırımlar ne durumda?
Mücahit Fındıklı: Özel sektörümüzün yatırımından yatırım atağından memnunuz. 10 yıllık dönemde üretim noktasında ciddi başarılar yakaladık. 2011 yılında üç tane Atatürk Barajı büyüklüğünde hidroelektrik santrali bitti. Yani toplam kurulu güç anlamında... Bu konuda iyiyiz ama Türkiye'nin gelecekteki hedeflerine baktığınız zaman karşımıza çıkan şu: Türkiye'nin dört tane nükleer santrale ihtiyacı var. Kaçınılmaz olarak bu sizin önünüze geliyor. Yani bağırsanız da çağırsanız da mitingler yapsanız da... Ben bunu mühendis odalarıyla, enerji politikasını belirleyenlerle, bilenlerle konuşuyorum. Rakamları ortaya koyduğunuzda bu açık nereden kapanacak diye sorduğunuzda, görüyorsunuz ki başka şansınız yok. Hem yakacağız, hem ısınacağız, hem harcayacağız, hem konforumuzdan fedakârlık etmeyeceğiz ve 2023 hedeflerine göre dünyanın ilk 10 ekonomisi arasına gireceğiz... 14'üncü, 15'inci, 16'ncı olmak kolay. Ama ilk 10'un içine girmek çok kolay bir şey değil. Aradaki makas çok büyük çünkü..

NÜKLEERDE ÖMRÜNÜ TAMAMLAYAN TESİS ZATEN KAPATILIR
Enerji Günlüğü: Ama bugün nükleer santralini kapatan ülkeler var...
Mücahit Fındıklı: Çok net bir şey söyleyeyim. Profesyonellik burada başlıyor. Basın mensubu arkadaşlar da söyleneni, söyleyeni dinlemekle yetinmeyecek onun arkasına bakacak. Yani söyletene de bakacak. Şimdi bir nükleer santralin 50-52 sene bir ömrü var, veya tipine göre 26 sene ömrü var. Bunların teknolojisine göre, belirlenmiş bir ömrü var. Almanya'nın şu tarihe kadar şu sayıda santrali kapatacağım dediği tesisler, süresi dolan, vakti biten, zaten kapatması gereken santraller. Ama bunu yaparken de, milletin gönlünü hoş tutacak, kulağına hoş gelecek şekilde "ben bu nükleer tesislerden rahatsızlık duyuyorum, şu tarihe kadar şu kadar santrali kapatmayı planladım" diyor.

ALMANYA NÜKLEERDE SÜREÇ YÖNETİMİNİ İYİ BAŞARIYOR
Enerji Günlüğü: Peki bu tesislerin kapanmasıyla ortaya çıkacak açığı neyle kapatacaklar?
Mücahit Fındıklı: Şimdi adamın açığı yok zaten, fazlası var. Artı, varsa da yenisini kuracak. Yenisini kurmayacağım demiyor ki, sadece bunları kapatacağım diyor. Yenisini kurmayacağım diye bir şey söylüyor mu? Hayır! Şu anda inşaatı süren 14 santral var. Avrupa'da ve dünyada. Daha güvenli yeni nesil, dördüncü nesil santrallerle ilgili araştırmalar var. Bunlar özellikle Japonya'daki tsunamiden dolayı öne çıktı. Dolayısıyla enerji işleri çok girift, çok yoğunluklu, iyi analiz edilmesi gereken konular. Söylenene değil, gerçeklere bakmak durumundayız. Yani Almanya böyle bir şeyi patlattı. Evet, ben bu nükleer santralleri kapatacağım dedi. Ama bakın listesine, süresi dolan, süresi biten ve kapanması gereken santralların kapatılma tarihini verdi. Ama bunu da bir çevreci politika gibi topluma yansıttı ve sempati topladı. Bu da bir başarı tabii. Süreç yönetimi...

NÜKLEERDE CHP İLE TEK FARKIMIZ YÖNTEMDE
Enerji Günlüğü: Türkiye’de nükleer santralle ilgili ciddi bir kaygı, bu projeye karşı antipati duyan geniş bir kesim var...
Mücahit Fındıklı: Türkiye'de herkes şunu çok iyi biliyor ki Türkiye'nin dört tane nükleer santrale ihtiyacı var. Kapalı kapılar ardında, en karşı insanı alıp oturup konuştuğunuz zaman bile bu böyle, CHP de dahil... CHP ile aramızdaki fark şudur. Önce teknolojisini geliştirelim, ondan sonra santrali kuralım der. Ama biz de deriz ki, santrali kurmadan teknolojisini geliştiremezsin, yani bisikleti almadan bisiklet sürmeyi öğrenemezsin deriz. Aramızdaki fark bu kadardır. Bu ülkenin enerji ihtiyacını karşılamak, Türkiye'yi yönetenlerin, iktidar ya da muhalefet, her kimse, hepimizin görevi. Ve biz bu tedbirleri almak zorundayız. Komisyonumuzda konuşurken de ülkemizin menfaati neyi gerektiriyorsa onu konuşuyoruz. Çünkü teknik bir komisyonuz. Enerji politikalarımız itibariyle farklılıklarımız olabilir. Onun siyasi sorumluluğu hükümete aittir. Ama genelde hepimizin niyeti bu enerjiye ulaşmaktır. Lambaları kapatacağız, TV'leri kapatacağız, sokakları karanlıkta bırakacağız, buzdolaplarının fişini çekeceğiz diyen kimse yok. Böyle bir öneri getiren yok. Ha öneri olarak yenilenebilir enerji gündeme gelebilir... O konuda da komisyonumuz çalıştı, kanunları çıktı yönetmelikleri çıktı. Bunu iktidar muhalefet beraber yaptık. Yenilenebiliri cazip hale getirelim dedik. Evet cazip hale getirdik. Şimdi onunla ilgili de birtakım değişiklikler yapmak zorundayız. Önlerini tıkayan birtakım maddeler var. Lisanssız elektrik üretiminde limiti 500 kilovat olarak koymuşuz, onun 1 MW'ye çıkmasını istiyorlar. Çünkü 1 MW'nin altında rüzgar türbini yok. 1 ve üzerinde var.

ÜFÜREREK PERVANE DÖNMÜYOR
Enerji Günlüğü: Peki HES'ler? Dünya harikası derelerin, vadilerin HES projeleriyle alt üst edildiğine ilişkin kaygılar, korkular var...
Mücahit Fındıklı: Bu tartışmalar bitmez. Karakaya yapılırken de Keban yapılırken de oldu, Atatürk Barajı yapılırken de oldu. Gençliğimden beri hatırlıyorum. Bu tartışmaların hepsi olur. Benim gençliğimde, 1 MW'lik bir belediye santralı vardı, belediye saat 11'de santrali kapatırdı. Saat 11'de herkes yatardı. 11'e beş kala sinemalar da kapanırdı. Türkiye oralardan buralara geldi. Daha da ileriye gitmek istiyor. Elektrikli otomobillerden tutun, evinizdeki konfordan tutun iklimlendirmeye kadar... Şu anda neredeyse klima kullanmayan ev kalmadı. Artık yaz aylarında elektrik tüketimimiz pik yapıyor. Şimdi diyoruz ki, bu klima çalışsın, odam serin olsun, lambalar yansın aydınlık olsun, meyvelerim sebzelerim de bozulmasın, dipfrizim çalışsın, çamaşır makinem elimin altında olsun diyeceksiniz, bir taraftan da "nükleer yapmayın tehlikeli olur, HES de yapmayın dereler mahfolur" diyeceksiniz... Valla üfürerek de pervane dönmüyor yani. Bize yetmiyor. Toplum olarak burada bir karar vermek zorundayız. Ha şu var. Attığınız taş ürküttüğünüz kurbağaya değmeli...

HER ŞEYE BİRDEN KARŞI ÇIKILMAZ
Enerji Günlüğü: Yani?
Mücahit Fındıklı: Eğer orada bir handikap varsa, bu kadarcık elektrik için tabiata şu ölçüde zarar veriliyor deniliyorsa onlar düzeltilir, ki zaten düzeltiliyor. Çünkü ÇED raporunda onlar belirleniyor, inceleniyor. Ama ben ille de yaptırmam diyorsanız, biraz da onu söyleyenlerin arkasına bakmanız lazım. Şu anda Türkiye elektriğinin yüzde 52'sini bazı saatlerde, gazdan üretiyor. Bu ciddi bir bağımlılık demektir. Bir taraftan Türkiye'nin eğemenliği adına eleştiriler yapıyorsunuz, aynı isimler yapıyor üstelik, bir taraftan da dönüp diyor ki HES'ler yapılmasın diyorsunuz. Aynı adamı hem HES mitinginde görüyorsunuz, hem anti nükleer eylemlerde... Aynı adamı bir de kürsüye çıkıp "elektrikte doğalgaza çok bağımlıyız" derken görüyorsunuz. Aynı insan yine diyor ki "kömürü çıkardınız, kullandınız, kül çıkıyor çevre, hava kirleniyor. "Elbistan'da şöyle oldu, Yatağan'da bu var" diyor. Peki geriye kaynak olarak ne kaldı? Doğalgaz... Bu noktada doğalgaza karşı çıkan pek kimse yok. Kimsenin sesi çıkmıyor. Dolayısıyla ben biraz da bağırana değil, bağıranın arkasına bakmak lazım diye düşünüyorum... Doğalgaz'da büyük oranda Rusya'ya bağlıyız... Aslında o da büyük tehlike.

ENERJİYLE BARIŞ BİRBİRİNE ENDEKSLİ
Enerji Günlüğü: Hem doğalgazı büyük oranda Rusya'dan alıyoruz hem de nükleer santralimizi Ruslar yapıyor...
Mücahit Fındıklı: Her şey birbirinin içine geçecek. Enerji politikaları ve enerji menfatlerinde herkes tuttuğunu yemeyecek. Herkes beraber yiyecek. Herkesin mutlu olduğu bir alışveriş olacak. Biri diğerinin eline bakıyorsa orada her halûkârda kavga çıkar. Kimse kimsenin eline bakmayacak. Herkes eşit düzeyde birbirinden mal da alacak, mal da verecek, üretecek, beraber yapacak, beraber çalışacak. Onun için enerji politikalarıyla barış da birbiriyle çok endeksli. Ordaki politikalar bize ya barışı dayatıyor ya çatışmayı... Türkiye çatışma yerine hep barışı tercih ediyor. Burada politika ortaya çıkıyor, siyaset devreye giriyor. Dolayısıyla biz, evet, Ruslar'la da yaparız, doğalgazı da Rusya'dan alırız, Rusya'nın doğalgazının Güney Akım'la Avrupa'ya gidişinin önünü de açarız. Bu gazı Mavi Akım'la Türkiye'ye de getiririz. Dolayısıyla gazı olanla gazı tüketen, petrolü olanla petrolü tüketen arasında biz her zaman barışı ve şeffaflığı tercih eden, açıklığı tercih eden ve bu noktada arz güvenliğinin en önemli teminatlarından biri olarak kendimizi görüyoruz. Ve barışın da en büyük oyuncularından biri olarak görüyoruz Türkiye'yi...

Fındıklı: Enerjide serseri piyasa istemiyoruz, serbest piyasa istiyoruz