İşbu bir enerji piyasaları yazısıdır. Baştan söyleyeyim.
Başlığı görenler ilk başta şaşırabilirler. ESMA* kim diye sorabilirler. ESMA’nın enerji ile piyasa ile ne ilgisi olduğunu anlamayabilirler. Belki bankacılar ve SPK’da çalışanlar ESMA’yı tanıyorlardır.
ESMA, Avrupa Menkul Kıymetler ve Piyasalar Otoritesi ya da düzenleme kurumu diyebiliriz. Bağımsız bir kurum olan ESMA’nın temel görevi Avrupa Birliği (AB) finansal sisteminin istikrarını, yatırımcının korunmasını ve finansal pazarların düzenli olarak çalışmasını gözeten otorite ya da düzenleyici kurum.
Konuyu niçin ESMA’ya getirdiğimi belki şimdi tahmin edebilirsiniz. Bunu yazının ilerleyen kısımlarında açıklayacağım.
Bilindiği üzere Avrupa başta olmak üzere Uzakdoğu’da gaz piyasalarında fırtınalar kopuyor. Gaz fiyatları tarihteki en yüksek seviyelere ulaştı. Avrupa ticaret merkezlerinde 100 Euro/MWh gibi spot ve vadeli piyasa fiyatları görünmeye başladı. Fiyatların daha da artma ihtimali var.
Aslında dünyadaki pandemi sonrasında hızlı büyüme, enflasyonist beklentiler, ötelenen harcamaların gerçekleşmesi ile emtia fiyatlarının da artması belli seviyelere kadar normal karşılanabilir. Nitekim hemen hemen bütün emtia fiyatları hızlı artış gösterdi.
Enerji penceresinden baktığımızda da enerjinin lokomotifi olan petrol fiyatları son bir yılda hızlı artış gösterdi. Petrol fiyatlarındaki artış ister istemez diğer enerji emtialarını da arttırır. Bunların arazında her zaman az ya da çok bir korelasyon vardır. Ama doğalgaz fiyatları da petroldeki artışın çok daha üzerinde, mantıksız bir şekilde arttı.
Şimdi yaşadıklarımız bana 2008 yılını hatırlattı. 2007 sonlarında Uluslararası Eneri Ajansı (IEA) ve halen IEA’nın Başkanlığını üstlenen Fatih Birol bile “petrol 100 dolarları geçecek, Çin ve Hindistan’ın inanılmaz bir talep artışı var” (2008 IE World Energy Outlook China India Inside teması ile yayınlandı.) diyerek petrol fiyatlarındaki spekülatörlerin, manüplatörlerin ekmeğine yağ sürüyordu. Hatta bir toplantıda Fatih Birol’a dünyadaki günlük petrol talebin 9,5 katı kadar bir kontrat miktarının vadeli piyasalarda olmayan para ile olmayan petrolün ticaretinin yapıldığını ve IEA’nın Çin ve Hindistan’ın (eğer yanlış hatırlamıyorsam o dönemde Çin 22 milyon varil Hindistan ise 6.5 milyon varil günde petrol tüketiyordu. Bunu Fatih Birol sunumunda ifade etmişti) günlük taleplerinden çok daha fazla miktarda kontratın fiyatları üzerinde etkisi olduğunu vurgulamıştım. Ancak kendisi bu görüşe kesinlikle katılmamış ve Çin Hindistan taleplerinde ısrarcı olmuştu.
Goldman Sachs’dan Arjun Murti isimli bir baş ekonomist “Ben hibrit araba aldım petrol ABD’nin kuruluş yıldönümü olan 4 Temmuz’da herkesin tatile gideceği ve talep artacağı için 150 doları geçecek” diye Financial Times’e röportajlar veriyordu. Ben de o dönemde, Mayıs 2008’de “Siyah Altının Siyah Kuğuya Dönüşümü” başlıklı bir makale yazdım. Yazıda tüm bu fiyatların spekülatif olduğunu, çok yakında petrol fiyatları başta olmak üzere enerji fiyatlarının aniden düşeceğini söyledim. ABD’nin 200 yıldır kuruluş yıldönümü kutladığını ve ani yükselişler ve talepler olmadığını, o dönem ki bankaların vadeli işlemler piyasalarında pozisyon tuttuğunu, toplam net long pozisyonların çok şiştiğini ve muhtemelen Temmuz’dan sonra piyasaların ‘patlayacağını’ yazdım.
Nitekim 9 Temmuz 2008’de 147 doları gören petrol çok kısa sürede 60 dolarların altına kadar indi. Ne 147 dolar seviyesinde, ne de 60 dolarlarda arz-talep dengesinde, Çin ve Hindistan’ın talebinde çok bir değişiklik olmadı. Tüm dünya, Türkiye’yi teğet geçen 2008 balon krizini yaşadı ve hatta “The Big Short” (Büyük Açık) diye filmi bile yapıldı.
Şimdi 2021 yılında TTF başta olmak üzere Avrupa gaz piyasaları beklenmedik şekilde yükseldi. 31 Mart 2021’de 6.55 $/mmbtu seviyesinde bulunan TTF, 20 Eylül 2021’de 25,37$/mmbtu’ya çıktı ve artışa devam ediyor. Diğer HUB’lar, yani ticaret merkezleri de bunnal bağlantılı şekilde TTF’i takip ediyor. Şimdi ESMA ile ilgili sonuca geçmeden önce 2021’ye geldiğimizdeki arz talep dengesine bakmakta fayda var.
Pandeminin başladığı dönemden Ağustos 2021’e kadar Çin’in doğalgaz talebi 2019’a göre yüzde 30 (17 bcm) arttı. Bunun 4,6 bcm’ini Sibirya Boru Hattı ile Rusya’dan tedarik etti. Japonya, Güney Kore, Tayvan piyasaları ise yüzde 7 (9 bcm) arttı. Güney Amerika ise yüzde 56 (6bcm) arttı ama rakamsal olarak çok bir miktar değil. Hindistan, Pakistan pazarlarında kayda değer bir talep artışı olmadı.
Avrupa’ya geldiğimizde ise İngiltere dahil yerli üretim 12,5 bcm düştü. Hollanda Groningen sahasından 2,8 bcm düştü. Norveç’ten 3,1 bcm düştü. Fakat yeni giriş noktalarından yeni gaz imkanları geldi. Azerbaycan gazı ilave olarak 4,5 bcm, Kuzey Afrika gazı ise ilave olarak 13,3 bcm arttı. Avrupa’ya ilave LNG giriş kapasitesi imkanı ise 40 bcm arttı. Rusya’dan Kuzey Akım ve Türk Akımı ile yeni giriş noktaları tesis edilse de Rusya’nın 2019 yılına kadar Ukrayna üzerinden mevcut kapasitenin yüzde 100’ünü kullanıp Avrupa’ya gaz ihraç ederken 2019’dan sonra hem transit taşıma anlaşmasının sona ermesi hem de Ukrayna’daki gaz mevzuatının değişmesi sonucu kapasiteleri ihale ile alma zorunluluğundan dolayı sadece yüzde 65 kapasiteyi Gazprom’un kiralayıp kalan kapasitenin ihalelerine girmemesi sonucu Avrupa’ya gaz ihracında diğer alternatif güzergahları kullanmasına rağmen 19,4 bcm bir düşüş oldu.
Yukarıda özetlemeye çalıştığım arz-talep dengesine bakıldığında dengenin halen olduğu ve talebin de mevcut fiyat artışlarına sebep olacak derecede yüksek olmadığı rahatlıkla görülüyor.
Şimdi gelelim başlığımızdaki ESMA’ya.
Aslında ESMA’nın yetkilileri, özellikle TTF’de böylesi gelişmeleri belki de bekliyorlardı. 2 Haziran 2021 tarihinde BaFin’den yani Federal Finansal Üst Otorite’den 2014/65/EU Direktifine göre bir ihtar aldı. Bu ihtara göre TTF’e emtia türev işlemlerinde pozisyon limitlerinin belirlenmesi isteniyordu. ESMA’da kendi yönetim kurulunda bunu benimsedi. Buna göre teslimatın yapılacağı aya ilişkin spot pozisyon limiti (219.735.000 MWh) ve diğer aylara ilişkin açık poziyon limiti (179,274,678MWh) olarak öneride bulunuldu. Ama takip edebildiğim kadarı ile henüz kabul görmedi.
Niçin sadece TTF? Çünkü derinliği ve işlem hacmi en büyük borsa Hollanda borsası. Onu NBP İngiltere takip ediyor. Bu ülkelerden bahsederken, borsaların ilgili ülkelerde olduğu anlaşılmasın. Aslında NBP, TTF ve diğer teslim noktası kontratları European Energy Exchange (EEX) ile Powernext in 1 Ocak 2020’de birleşmesi sonucu EEX’de işlem görüyor. Bu kontratlar ayrıca ilgili ülkelerin kendi piyasalarında da işlemde...
Peki, TFF’de kimler işlem yapıyor? İletim ve dağıtım operatörleri, sanayi kuruluşları ve elektrik santralleri, doğalgaz tedariki yapan belediyeler, bankalar, emtia ticareti ile uğraşanlar ve yatırım firmaları. Bu sonuncuların bunların taşıtma anlaşmaları ve gaz tedarik anlaşmaları yok, sadece ticaretini yapıyorlar. Saydığımız bu oyuncular, TFF’de gelecek 6 ay, 11 çeyrek ve 6 yıl süreli vadeli işlemler yapabiliyor. TTF kontratları, gelecek 6 aylık ve 34 aya kadar 3, 5, 12’lik paketler halinde yapılabiliyor. Piyasadaki en büyük oyuncular da işte bu trader’ler.
Henüz ESMA’nın veremediği kararı beklemeden piyasalar 100 Euro’ları gördüler. Daha da artma ihtimali var. Ancak fiyatların bu seviyelere gelmesinin aşırı talep artışı ve Uzakdoğu’daki talep ile hiçbir ilgisi yok. Uzakdoğu pazarları zaman zaman ortaya çıkan 20-25 $/mmbtu’luk fiyatlara alışkın olsa da Avrupa’da bu fiyat seviyeleri ilk defa görülüyor. Bu fiyat seviyeleri kış arifesinde ülkelerde enerji krizlerine doğru evrilmeye başladı. Bunun üzerine bir de karbon emisyonları ve 2050 hedeflerinin tartışılacağı 31 Ekim-12 Kasım 2021 tarihlerinde İskoçya’da yapılacak COP 26 (BM 26. Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Konferansı) arifesinde. Avrupa’da ve daha sonra dünyaya sıçrayacak doğalgazdan kaynaklanan bir enerji krizi, konferansın çıktılarını bile etkileyebilir ve karbon emisyonu hedeflerini bile değiştirebilir.
İşte tam bu noktada geçmişte 2008 sonrasında ABD’de SERC’in aldığı ama fiyatları istikrara kavuşturmaya yetmeyen önlemlerin bir benzerini ESMA alabilecek mi göreceğiz...
Bu doğalgaz fiyatlarının Türkiye’ye etkisini ve yazının devamını yer sıkıntısı nedeniyle bir sonraki yazıma bırakarak bir de kehanette bulunmak istiyorum.
2025 ya da 2026 yılında Hollywood’da bir yönetmen “The Big Short 2” filmini çekecek. Bu film İsviçre, Hollanda ve İngiltere’de geçecek. Kehanet bu ya. Ve her zaman Nostradamus kehanette bulunacak değil elbette...
* ESMA: European Securities and Markets Authority