1. HABERLER

  2. DOĞALGAZ

  3. Eroğlu: 6 Mayıs’ta özlü konular görüşülecek

Eroğlu: 6 Mayıs’ta özlü konular görüşülecek

Enerji Günlüğü – KKTC Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, 6 Mayıs’ta başlayacak müzakerelerde özlü konuların görüşüleceğini ancak toprak konusunun,...

Eroğlu: 6 Mayıs’ta özlü konular görüşülecek

Enerji Günlüğü – KKTC Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, 6 Mayıs’ta başlayacak müzakerelerde özlü konuların görüşüleceğini ancak toprak konusunun, diğer başlıklarda anlaştıktan sonra masaya getirileceğini söyledi.

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu,6 Mayıs’ta başlayacak müzakerelerde özlü konuların görüşüleceğini ancak toprak konusunun, özellikle harita ve rakamların diğer başlıklarda anlaştıktan sonra masaya getirileceğini söyledi.

Eroğlu, Rum Yönetimi eski lideri Dimitris Hristofyas ile yaptığı müzakerelerde ortaya koyduğu köprü kurucu önerileri, Rumların her şeye baştan başlayalım demesi halinde, yeniden gözden geçirmek durumunda kalacağını belirtti. Eroğlu dün bir kabulü sırasında yaptığı konuşmasında, “Bence Anastasiadis’in yapması gereken, bir önceki Rum liderin bizimle yapmış olduğu yakınlaşmaları var kabul edip, yeni önerisi varsa ortaya koyması” dedi.

Müzakerelerin birinci basamağı olan “tarama” sürecinin bittiğini ve özlü konulara geçileceğini kaydeden Eroğlu, “Yönetim ve Güç Paylaşımı” konusunun özellikle başlangıçta ele almayı düşündükleri konulardan birisi olduğunu söyledi.

Eroğlu, iç güvenlik konuları, AB, ekonomik konular ve mülkiyet gibi diğer başlıklara da değinerek, toprak konusunun, Türk tarafının uzun süredir söylediği ve BM kayıtlarına da geçtiği şekilde, diğer başlıklarda anlaştıktan sonra müzakere masasına getirileceğini söyledi. Eroğlu, “Toprak kriterlerimizi, Cenevre’de yaptığımız toplantıda masaya koymuştuk. Harita ve rakamlar da en son” dedi.

ENERJİ ÖNÜMÜZDEKİ DÖNEMİN KRİTİK KONULARI ARASINDA

Dışişleri Bakanı Özdil Nami Doğu Akdeniz’de bölgesel işbirliğine gidilmesi ve enerji güvenliğinin sağlanmasının, önümüzdeki dönemin kritik konuları arasında yer alacağını söyledi.

Nami, özellikle de Kıbrıs, Türkiye ve İsrail ekseninde sağlanacak enerji bazlı bir birlikteliğin bölgede istikrar ve barış alanında bir dönüşüm yaratabilme potansiyeli üzerinde dikkatle durmak gerektiğini de ifade etti.

Bakan Özdil Nami, “Uluslararası camianın ve özelde ABD’nin Kıbrıs sorununa artan ilgisinin nedeni de hiç kuşkusuz ki bu potansiyeldir. Doğal gaz etrafında gelişen tartışmalar, Kıbrıs’ın ne denli önemli bir jeopolitik noktada olduğunu ve küresel işbirliği anlamında sahip olduğu stratejik rolü bir kez daha ortaya koymaktadır. Amerika’dan Rusya’ya, İsrail’den Lübnan’a, Yunanistan’dan Mısır’a, Türkiye’den Avrupa’ya kadar uzanan geniş bir coğrafyada, çok ciddi ekonomik ve siyasal işbirliklerine yol açacak ve bölgesel istikrara katkı koyacak boyutta dönüştürücü etkisi olabilecek bir ortam sağlanabilir” dedi. Ancak, bu dönüştürücü etkinin uygulamaya konabilmesi için Kıbrıs sorununun çözümüne ivedi bir şekilde ihtiyaç olduğunun da bir gerçek olduğuna işaret eden Nami, “Sonuç olarak, sorunun aşılması yönünde doğan yeni fırsatın ve oluşan konjonktürün Kıbrıs’ta barışı kurma yönünde etkin bir şekilde değerlendirilmesi gerektiği inancındayım. Bu bağlamda, mevcut dinamiklerin ve sorunu gerek doğrudan gerekse de dolaylı o arak etkileyen konuların adada kapsamlı bir çözüme varılmasının önünü açacak nitelikte ele alınması büyük önem taşımaktadır” diye konuştu.

Nami, günübirlik ziyaret için gittiği İstanbul’da Bilge Adamlar Stratejik Araştırmalar Merkezi’nde (BİLGESAM) yuvarlak masa toplantısına katılarak Kıbrıs sorunu ve müzakere sürecinde gelinen son aşama hakkında bilgi verdi.

Bakan Nami toplantıda yaptığı konuşmada Kıbrıs sorununun BM gündeminde 50. yılını doldurduğunu, Annan Planı’nın referanduma sunulmasının ise 10. yılının geride bırakıldığına vurguladı. Bakan Nami, şöyle konuştu: “Hangi perspektiften bakarsak bakalım, hangi görüşte olursak olalım, bugünlerde herkesin ortak bir algı etrafında birleştiğini görüyoruz.

Geldiğimiz aşamada, Kıbrıs sorununun çözümü yönünde kritik bir fırsatın belirmiş olduğu ve mevcut sürecin “son çaba” olarak tanımlanabileceği yönünde bir algı mevcuttur”.

Bu algının ne derece somut bir hâl alacağı konusunda temkinli olduklarını da kaydeden Nami, çünkü geçtiğimiz son 50 yılda, Kıbrıs sorununun çözümü yönünde birçok kez ve özellikle de 2004 döneminde heyecanlarını kabartan ve “bu sefer olacak” dedikleri dönemler olmuştur.

Kıbrıs müzakere tarihi boyunca, sayısız BM Genel Sekreteri, Özel Temsilcisi ve Danışmanı ile yabancı diplomatların soruna nasıl müdahil olduklarına ve çözümü zorladıklarına hep birlikte tanıklık ettiklerini dile getiren Nami, “Bununla beraber, Kıbrıs sorununun, bugüne kadar, her türlü yerel, bölgesel ve uluslararası girişime ve çeşitli dinamiklerin oluşturduğu farklı siyasi konjonktürlere direnen bir statükoyla karşı karşıya kaldığı ise malumunuzdur.” dedi.

Annan Planı’nı referanduma götüren sürecin, Kıbrıs sorununa müdahil tüm aktörler ve kesimler açısından bir dönüm noktası olduğunu söyleyen Dışişleri Bakanı Özdil Nami, “Kronikleşmiş bu sorunun kapsamlı bir biçimde çözümlenmesine dair umutlarımız ilk defa bu dönemde bu denli somut bir şekil almıştı. On yıllardır hayatımızın bir parçası hâline gelen sorun artık bitecek ve maruz kaldığımız insanlık dışı izolasyonlar sona ererek, dünya ile bütünleşecektik. En önemlisi ise, adamızı savaşla ve bitmek bilmeyen bir çatışma ortamı ile özdeşleştirmiş olan Kıbrıs çıkmazı tarihe gömülecek ve biz geleceğimize ümitle bakabilecektik” dedi.

Annan Planı’nın Kıbrıslı Rumların ‘hayır’ oyuyla başarısız olmasının ardından ise, çözüme ‘evet’ diyen taraf olarak, Kıbrıslı Türkler’in büyük bir büyük bir moral üstünlük sağladıklarını belirten Nami, Kıbrıslı Türklerin %65 ‘evet’ oyu kullanması uluslararası toplum nezdinde takdirle karşılandığını, önemli açılımların gerçekleşmesine zemin oluşturduğunu, bu kazanımlarla birlikte, Kıbrıslı Türklerin dünya ile bütünleşmesinde büyük öneme haiz izolasyonların kaldırılmasının ise söz konusu olamadığını söyledi.

Bakan Nami “Referandumun hemen akabinde yapılan çağrılar maalesef bu bağlamda bir neticeye ulaştırılamamıştır. Bunun nedeni, elbette ki, Kıbrıs sorununun siyasi, hukuki ve diplomatik yönleriyle devam etmesidir.

Yakalamış olduğumuz moral üstünlüğün sağlamış olduğu katkılar yadsınamaz, ancak geldiğimiz aşamada kapsamlı bir çözümün yerini tutmadı” diye konuştu.

Dışişleri Bakanı Özdil Nami İstanbul temasları çerçevesinde, KKTC İstanbul Başkonsolosluğu’nu da ziyaret etti.

Öte yandan Nami, CNN Türk Genel Yayın Yönetmeni Ferhat Boratav’ı CNN Türk merkezinde ziyaret etti ve CNN Türk’te Begüm Dönmez’e konuk olarak Kıbrıs müzakere sürecini anlattı. Bakan Nami ayrıca, NTV canlı yayınına katılarak müzakere süreci hakkında bilgi verdi.

KUVEYT SANAT DERNEĞİ HEYETİ ESERLERİ

Dışişleri Bakanlığı’nın konuğu olarak resim atölye çalışması gerçekleştirmek üzere 24 Nisan’dan bu yana KKTC’de bulunan Kuveyt Sanat Derneği üyelerinden oluşan 12 kişilik ressamlar heyeti Bakanlık’ta dün düzenlenen törende eserlerini teslim etti.

Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Erhan Erçin törende yaptığı konuşmada, heyeti böyle bir atölye çalışması kapsamında KKTC’de ağırlamaktan memnuniyet duyduklarını söyledi ve kısa süre içerisinde böyle eserler üretmelerini takdir ettiklerini dile getirdi. Erçin bu eserlerin kısa süre içerisinde ortaya çıkmasının önemlerini daha da artırdığını ifade etti.

Eserleri kendilerine armağan etmelerinden ve işbirliklerinden dolayı sanatçılara teşekkür eden Erçin, Kıbrıslı Türkler’in ambargoları ve kısıtlamalar altında yaşadığını, sanatsal ve kültürel etkinliklerin, organizasyonların dahi kısıtlamalara maruz kaldığını kaydetti. Erçin, “Siz bu tür kısıtlamaları aşmamıza yardımcı oluyorsunuz” dedi ve işbirliklerinin sürmesini temenni etti.

HERKES SORUMLU DAVRANMALI

Müzakereci Kudret Özersay, 6 Mayıs’ta başlayacak özlü müzakere süreci öncesi, müzakereler konusunda açıklama yapan herkesin sorumlu davranması gerektiğini söyledi.

Türk tarafının, sürecin hızlanması için daha fazla görüşme yapılmasını talep ettiğini ancak Rum tarafınca bunun kabul görmediğini, öte yandan Kıbrıs Türk tarafı olarak köprü kurmayı hedefleyen öneriler de yaptıklarını, hatta bunlar içinde al-ver içeren öneriler de olduğunu açıklayan Özersay, “Ancak tüm bunlar müzakerelerden sonuç elde etme yönündeki kararlılığımızı değiştirmeyecektir. Bu nedenle süreç konusunda hemen umutsuzluğa kapılıp karamsar açıklamalar yapılmaması gerekir” şeklinde konuştu.

Özersay yaptığı açıklamada, 6 Mayıs’tan itibaren özlü müzakerelere geçileceğini ve tarafların birbirlerine öneriler, karşı-öneriler ve köprü kurucu öneriler sunacağını, bunun çok önemli ve kritik bir aşama olduğunu söyledi.

Basında müzakere süreci ile ilgili yapılan karamsar açıklamalara da işaret eden Özersay, Kıbrıs Türk tarafının müzakerelerin hızlandırılması için attığı adımları herkesin görmesi gerektiğini, ancak sürecin hızının nihayetinde her iki tarafın da buna tamam demesiyle mümkün olduğuna dikkat çekti.

Öte yandan, Kıbrıs müzakerelerini yürüten Kıbrıslı Türk Müzakereci Kudret Özersay ve Rum Müzakereci Andreas Mavroyannis, Güney Afrika Cumhuriyeti inceleme gezisiyle ilgili ortak açıklama yaptı.

Açıklamada, “Kıbrıs müzakere sürecinin bir parçası olmayan bu ziyaretin, müzakereciler arasındaki güvenin artırılması ve birbirlerini daha iyi tanıyıp anlama fırsatı vermesi açısından da çok yararlı olduğu” vurgulandı.