1. HABERLER

  2. YENİLENEBİLİR

  3. GÜNEŞ

  4. Enerjisini güneşten çıkaran ‘uzay çağı’ binaları

Enerjisini güneşten çıkaran ‘uzay çağı’ binaları

Enerji Günlüğü - Isınma ve elektrik ihtiyacının tamamını güneş enerjisinden karşılayan binaların bazıları enerji ihtiyacının iki katını üretebiliyor.Solar...

Enerjisini güneşten çıkaran ‘uzay çağı’ binaları

Enerji Günlüğü - Isınma ve elektrik ihtiyacının tamamını güneş enerjisinden karşılayan binaların bazıları enerji ihtiyacının iki katını üretebiliyor.

Solar TR2016’nın ikinci gününde, ‘Solar Entegre Binalar’ oturumu mimari konusuna odaklandı. 9 Eylül Üniversitesi Mimarlık Bölümü’nden Doç. Dr. Müjde Altın, yaptığı iki farklı konuşmada, güneş enerjisinin mimarlıkta kullanımını anlattı ve uygulamaya ilişkin örnekler verdi.

Doç. Dr. Müjde Altın, modern anlamda güneş enerjisi kullanılan, ısınma ve elektrik ihtiyacının tamamını güneş enerjisinden karşılayan binaların ise tasarım olarak 1980’lerden itibaren çeşitlilik göstermeye başladığını söylüyor. “Ve geleceğe dair ümit vaat eden bir mimari anlayışı görüyoruz,” diyor.

“Bu binalar genellikle yüksek derecede yalıtımlı oluyor. Bazılarında binaların sadece çatılarında, daha sonradan binaya entegre edilmiş PV panelleri görüyoruz. Bazı binalar ise tasarım aşamasından itibaren güneş enerjisi kullanımı için düşünülmüş oluyor. Hatta binanın neredeyse tamamını kaplayan PV panellerinin bulunduğu örnekler görüyoruz. Kendi enerji ihtiyacının iki katını üretebilen bina örnekleri bile bulunabiliyor. Bu binalarla en çok Almanya, Japonya ve ABD’de karşılaşıyoruz.”

GÜNEŞ ENERJİSİ İLK SOKRATES EVİ’NDE KULLANILDI

Altın, ‘Binalara entegre edilebilen güneş enerjisi uygulamaları’ başlıklı konuşmasına, “Binalar, dünyada kullanılan enerjinin yarısını tüketiyor. Yani dünyadaki sera gazının yarısı da binalardan kaynaklanıyor” sözleriyle başladı ve şöyle devam etti: 

“Bu nedenle binalarda güneş enerjisinden faydalanma çabası, insanoğlu için yeni bir şey değil aslında. İlk pasif güneş sistemi, MÖ 397-469 yıllarında kullanılmış olan ‘Sokrates Evi’nde görülüyor. Sokrates Evi’nde binayı kuzeyden gelen soğuk hakim rüzgarların etkisinden korumak üzere doğu, kuzey ve batı yönlerinden saran kalın taş duvarlar kullanılmış. Benzer şekilde, iklim farklılığından dolayı burada da binayı sıcaktan ve güneşin ısıtıcı etkisinden korumak üzere, yönlenme 180° döndürülerek binayı doğu, güney ve batı yönlerinden saracak şekilde bir çözüm getirilmiş. Ancak Sokrates evindeki güneye bakan ve güneşin faydalı etkilerinden (örneğin kışın iç mekanın ısıtılması, doğal aydınlatma, hijyen gibi etkilerinden) faydalanılması için uygulanan güney yönündeki saçakla korunan teras ve güneye bakan şeffaf cephe burada da uygulanmak istenmiş, bunun için teknolojiden de faydalanılmış ve hareketli, güneşin ve rüzgarın hareketlerine duyarlı bir şekilde açılıp kapanabilen bir gölgeleme sistemi kurgulanarak uygulanmış. Hatta binada güney yönünde oluşturulan gökbahçeleri ile güneşin yakıcı etkisi hafifletilmek istenmiş, sanki Sokrates Evi’nin terası bu şekilde uygulanmaya çalışılmış.”

SERTİFİKALANDIRILMIŞ PV ENTEGRELİ BİNALAR

Müjde Altın’ın ikinci konuşmasının başlığı ise ‘Yeşil bina reyting sistemi üzerinden sertifikalandırılmış  PV entegreli binalar’ idi. Altın, yeşil bina değerlendirme sistemleriyle, binaların ne kadar sürdürülebilir olduğunun değerlendirilip buna göre sertifika verildiğini söylüyor. Bu sertifikalardan en çok kullanılanı ise LEED. LEED’in çok çeşitli kriterleri var ve sertifika almak pek kolay değil. Tüm değerlendirmeler yapıldıktan sonra her binanın belli bir puanı toplanıyor ve bu puana göre silver, gold ya da platinyum olmak üzere farklı derecelerde sertifikalar veriliyor. Elbette bir ev ile bir hastane aynı kategoride değerlendirilmiyor. Ancak hepsi için PV panelleri kullanılmış olması, sertifika alabilmesi için önemli bir avantaj.

Melis ÇALAPKULU & Özgür GÖZLER - Enerji Günlüğü