1980’lerde üniversitelerin tekstil mühendisliği bölümleri gözdeydi. Ona paralel, turizm ve otelcilik eğitimi de öyle. Nedeni, her iki sektörün de büyük teşviklerin etkisiyle hızlı bir büyüme sürecine girmesiydi.
1990`larda bilişim teknolojilerine dönük bölümler çok popülerdi. Bu eğilim, 2000`li yıllarda zenginleşerek devam etti.
Son zamanlarda ise eskiden beri gözde bölümler arasında kendine yer bulan enerjiyle ilgili bölümlerin daha çok öne çıkmaya başladığını görüyoruz.
Elektrik, enerji sistemleri, makina, inşaat, jeoloji, jeofizik vs. konularıyla ilgili bölümler...
Bunun nedeni enerji sektörünün Türkiye`deki genel büyümeden de hızlı bir büyüme sürecine girmesi. Ve bu büyümenin bir süre daha devam etmesine kesin gözüyle bakılıyor. Çünkü hükümetin gelecekte elektrik sıkıntısı yaşanmaması için aldığı önlemler sayesinde enerji sektörü gözde yatırım alanlarından biri olarak giderek daha çok öne çıkıyor.
Bu hızlı büyüme, enerji sektöründe kalifiye insan kaynağı ihtiyacını artırdı. Kalifiye dediysek öyle üniversite, lisans, yüksek lisans mezunlarından ibaret değil bu...
Zaten eskiden beri mühendislik bölümleri mezun veriyor. Ama nasıl ki geçmişte tekstilde mühendisten çok overlokçuya, son ütücüye, makineciye ihtiyaç duyulduysa; bugün enerji sektöründe de daha çok ara elemana ihtiyaç duyuluyor. Geçen hafta Enerji Sayfası`nın konuğu olan Akenerji Genel Müdürü Ümit Danışman, iş arayan hen üç kişiden birinin mutlaka enerji sektöründe çalışmak istediğini söylemişti.
Yakın zamana kadar sadece birkaç pozisyondan ibaret olan sektördeki kariyer fırsatı seçenekleri de arttı. Fakat spesifik deneyime sahip kalifiye personel bulmakta zorlandıkları kesin. Bu durum sektörel derneklerin, kamu ve özel kuruluşların kalifiye eleman yetiştirmeye dönük çalışmalarının öne çıkmasını beraberinde getiriyor.
Enerji sektöründeki gelişmeler, eğitim hayatına da yansıyor. Yeni açılanlar da dahil birçok üniversite, enerjiyle ilgili bölümler açtı ve öğretim üyesi arayışına girdi. Meslek liselerinin elektrik ve makineyle ilgili bölümleri öğrencilerin ve ebeveynlerin gözünde daha değerli hale geldi.
Bu arada eğitim ihtiyacı sadece çalışacak elemanlarla sınırlı değil. Sektördeki fırsatları görüp bu alana adım atan, atmaya hazırlanan girişimci ve yatırımcıların da işi, yani mevzuatı, işin girdisini çıktısını öğrenmeye ihtiyacı var.
Bu konularda enerji bürokrasisi, sektörel dernekler, üniversiteler çeşitli çalışmalar yapıyor. Ama sektördeki dinamizmin gerektirdiği hızda olduğu söylenemez. Milli Eğitim Bakanlığı`na hatta yerel yönetimlere de büyük işler düşüyor.