Enerji Günlüğü - KPMG’nin enerjinin 2035 yılı görünümünü ortaya koymak üzere dört baz senaryo içeren bir rapor yayınladı. KPMG Türkiye Yönetici Ortağı Ayhan Üstün, enerjide geleceğin teknolojik gelişim ile istikrar gibi iki önemli eksen etrafında şekilleneceğini söyledi.
Dünyanın denetim, vergi ve danışmanlık hizmetleri sunan dört uluslararası oyuncusundan biri konumundaki KPMG, "Enerji Sektörü Nereye Gidiyor: 2035 Plus" başlıklı bir rapor yayınladı. Global Enerji Enstitüsü ile Kurumsal Eğitim Enstitüsü e.V. (incore) işbirliğinde hazırlanan rapor, enerji sektöründe dört farklı gelecek senaryosunu da içeriyor.
KPMG Türkiye Yönetici Ortağı Ayhan Üstün, Enerji Sektörü Nereye Gidiyor: 2035 Plus başlıkı Raporu, Enerji Günlüğü'ne değerlendirdi. Ayhan Üstün, küresel ölçekli raporun Türkçe versiyonunu, kendi yorumlarıyla genişleterek ortaya koyduklarını kaydetti.
UZUN VADELİ BAKMA İHTİYACI
Raporun enerjide uzun vadeli stratejilerle hareket edilmesi gerektiğine vurgu yaptığını ifade eden Üstün "Gerek şirket özelinde gerek politika düzeyinde enerji alanında kısa vadeli bir programla hareket ettiğimizi görüyoruz. Şirket yöneticilerinin bakış açısı kendi sorumlu oldukları döneme odaklı ortaya çıkıyor. Politikacılarda oda durum aynı. Yani kendi görev dönemlerinde sonuç verecek adımlara öncelik veriyorlar" dedi.
ASKERİ SENARYO TEKNİĞİ
KPMG Enerji Sektörü Nereye Gidiyor? 2035+ raporunda dünyada beklenen bazı gelişmeler ışığında bir senaryo analizi yer alıyor. Senaryolar hazırlanırken Game Plan denilen, askeri kaynaklı bir tekniğin kullanıldığınğı kaydeden Üstün "Bazı varsayımlar üst üste inşa edildiğinde ne tür sonuçlar vereceğine bakılıyor. KPMG ve paydaşları bu senaryoları ayrıntılı şekilde çalışıp dört olası senaryoda özetlemişler" dedi.
DÖRT TEMEL SENARYO
Rapordaki dört temel senaryonun enerjinin geleceğine biri teknoloji diğeri istikrar olmak üzere iki ana eksenden baktığını kaydeden Ayhan Üstün " Senaryolardan ikisi teknoloji hızlı gelişirken istikrarın varlığı ya da yokluğuna dayanıyor, diğer ikisi de teknoloji gelişmezken istikrarın bulunumup olmamasına" dedi.
KIRILMA SENARYOSU
Yeniliğin hızının yüksek olduğu ama istikrarsızlığın egemen olduğu “Kırılma” senaryosunda 2035 yılında dünya enerji üretiminin büyük bölümü (63%) yenilenebilir enerji ile karşılanıyor. Ancak artan nüfus ve tüketim talebi doğrultusunda tarım arazisi ve su kaynaklarının kullanımı için gıda ve enerji sektörü arasında çatışmaların yaşandığı bir ortam öngörülüyor.
İDEAL SENARYO: YAŞAM TARZLARI
Yeniliğin hızının yüksek olduğu ve aynı zamanda görece istikrarlı bir sosyoekonomik ortamın egemen olduğu Yaşam Tarzları senaryosunda 2035 yılında enerji üretimi fosil (petrol, kömür) ve yenilenebilir kaynaklar arasında eşit oranda dağıtılıyor. Gerek enerji üretimi gerekse enerji tüketimi alanında teknolojik yeniliklerle verimlilik had safhaya çıkıyor. Enerji bilinci herkesin yaşam tarzının bir parçası haline geliyor.
ENERJİ SAVAŞLARI SENARYOSU
Üçüncü senaryo, yenilik hızının görece düşük ve istikrarsızlığın yüksek olduğu Karışıklık senaryosu. Bu senaryoda 2035 yılında doğal enerji kaynakları tükeniyor, nükleer enerjiye geri dönüş yaşanıyor, enerji kesintileri nedeniyle üretim aksıyor, birçok ülke ve kurum zor durumda kalıyor. Enerji eksenli çatışmalar ve hatta savaşlar artıyor.
ZENGİNLER-FAKİRLER
KPMG'nin enerjinin geleceğine ilişkin dördüncü baz senaryosunun adı Özerklik. Ama bu kelimenin bildiğimiz anlamından biraz farklı. Yenilik hızının düşük ama dünyada sosyoekonomik istikrarın görece sağlam olduğu bu senaryoya göre 2035 yılında dünyada enerji üretimi ağırlıklı olarak (72%) yenilenebilir enerji kaynaklarından sağlanıyor. Ancak enerji üretim ve tüketiminde küresel bir verimlik yok. Üretilen elektrik ABD ve Avrupa gibi sadece belli ülke veya bölgelerde refah ve üretime katkı sunuyor. Bunların dışındaki coğrafyalarda ise enerji kaynaklı sıkıntılar had safhaya ulaşıyor.
Mehmet KARA
...