Türkiye gibi cari açığı enerji ithalatı dolayısıyla büyüyen bir ülke için enerji verimliliği önemli bir konu.

Esasına bakılırsa sadece Türkiye için değil enerji kaynakları ile ödüllendirilmemiş tüm ülkeler için bu konu büyük önem taşıyor.

Bir Alman arkadaşım, 1970`li yıllardan bu yana kendi ülkesinde hiç elektrik kesintisi yaşamadığını anlatmıştı.

Enerjiyi bu denli iyi yöneten Almanya bile enerji sektöründe enerji verimliliğini ilk sıraya koyuyor. Çünkü onlar da nükleerden vazgeçiyor. Bu durum eldeki kaynakları etkin kullanmayı gerektiriyor.

Bu küresel tablo enerji verimliliği işinin büyümesine ortam hazırlıyor.

Uluslararası Enerji Ajansı`nın hazırladığı rapora göre 2011`de, 11 ülkede hükümetler ve şirketlerin bu alana yaptığı yatırım tutarı 300 milyar dolar oldu.

Bu alanda faaliyet gösteren enerji danışmanlık şirketlerinin küresel yükselişi de devam ediyor.

The Economist dergisinin verilerine göre diğer şirketlere enerji maliyetlerini azaltma yönünde danışmanlık veren Amerikalı şirketlerin gelirleri 2011`e gelinceye kadar 10 yıl içinde yüzde 20 büyüyerek 7 milyar dolara çıktı. Aynı alanda faaliyet gösteren Çinli şirketler 2005`te neredeyse hiç para kazanamazken 2010`da 12 milyar dolar gelir kaydetti.

Yükselen bu segmentin arkasında enerji verimliliğine dair inovasyonların büyük rolü bulunuyor. Enerji dostu televizyonlardan, arabalara akıllı cihaz ve motorların yarattığı yenilikler serisinden bahsediyoruz.

Özetle, enerji sektöründe enerji verimliliği çözümleri diğer segmentlere oranla daha hızlı büyüyor.

Türkiye`de birçok girişimci büyük ölçekli ihaleler peşinde. Birçok risk barındıran bu segmentin ne kadar karlı olduğu tartışılır. Ama enerji verimliliği işi enerjide girişimde bulunmak isteyenlere şimdiden sürdürülebilir bir gelecek öngörüyor.