Savaş kötü bir şey. Başlıkta bu kelimeyi kullanmak istemezdik. Ama ne yapalım, hayat böyle…
Artık sokaktaki vatandaş da biliyor ki, güney komşularımız Irak ve Suriye’de yaşananların gerisinde, bölgedeki enerji kaynakları üzerindeki hakimiyet mücadelesi yatıyor.
Yani yüzbinlerce Suriyeli ve Iraklı’nın ölümünün arkasında, bu ülkeler başta olmak üzere Ortadoğu’daki petrol ve doğalgazı kimin çıkaracağı, hangi güzergahtan, nasıl ve nerelere taşınacağı, hangi şirketlerce kimlere satılacağı konusundaki rekabet var.
Aslında savaşa yol açtığını aklımıza getirmeyince rekabet kelimesi ne kadar masum duruyor değil mi?
Oysa yaşanan savaş, milyonlarca insanın canını aldı, almaya devam ediyor. Bölgedeki petrol ve doğalgazın akacağı olası güzergahlardan, enerji varlıklarından önce beşeri kaynaklar aktı.
Milyonlarca Suriyeli ve Iraklı yerini yurdunu terk etmek zorunda kaldı, göç yollarına düştü. Aylan Bebek örneğinde olduğu gibi, çoluk çocuk, binlercesi Akdeniz’de, Ege’de boğuldu, boğulmaya devam ediyor.
Görünen o ki, maalesef Suriye’deki durum yakın beride düzelmeyecek. Çünkü tarafların pozisyonları her an değişebiliyor. Daha kim hangi noktada kimin yanında, hangi konuda kimin karşısında bu bile netleşebilmiş değil.
Bu yap-boz tahtası vaziyetin son örneği geride bıraktığımız birkaç gün içinde yaşandı. Önceki gün Katar, Suudi Arabistan, Rusya ve Venezüela petrol üretim miktarını ocak ayı seviyesinde donduracaklarını açıkladı. Bu açıklamaya Kuveyt de destek verdi. Amaç bir varili 30 dolarlara düşen petrol fiyatının yükselmesini sağlamak.
Ancak dün İran, Azerbaycan ve Norveç gibi diğer büyük oyunculardan, bunun tam aksi yönde açıklamalar geldi. Özellikle İran, küresel petrol pazarındaki payı yaptırımlar öncesi seviyeye ulaşana kadar üretimi artıracağını açıkça ortaya koydu.
İran’ın OPEC temsilcisi Mehdi Asali, Tahran’ın petrol üretim seviyesini dondurmasını mantıklı bulmadığını belirterek, fiyatı yükseltecek hamleyi yapma görevinin, 2011 yılından bu yana üretimlerini artıran diğer üretici ülkelere düştüğünü söyledi.
Azerbaycan Petrol Bakan Yardımcısı Natiq Abbasov, ülkesinin petrol üretimini dondurma planı bulunmadığını söyledi. Norveç ise üretimi kısma görüşmelerinde yer almadıklarını duyurdu.
Petrol üretimini kısalım fiyat yükseltsin diyenlerle gerek yok diyenlerin Suriye’deki savaşta aldıkları pozisyonlara bakılınca oyun tahtasının neden yap-boz tahtasına benzediği net şekilde görülüyor.
Suriye’deki savaşta aynı cephede yer alan ülkelerden Rusya, petrol üretimini kısıp fiyatları yükseltmek isterken, İran tam tersini yapacağını söylüyor.
Şam yönetimini destekleyen Rusya, Esad’ı devirmek için muhalifl eri destekleyen, hatta Suriye’de kara harekatı başlatmayı planladığını duyuran Suudi Arabistan’la petrol savaşında aynı cephede.
Hadi Venezuela meseleye sadece ticari bakıyor diyelim ama Suriye’de Rusya ve İran’ın karşısında yer alan Katar da petrol konusunda bu iki ülkeyle birlikte davranıyor. Yani Rusya, Suriye’de rejim karşıtı güçlere attığı bombaların parasını petrol (dolayısıyla doğalgaz) fiyatının yükselmesi sayesinde kasasına atabilmek için bu bombalara maruz kalanları destekleyen Suudi Arabistan ve Katar’dan destek bekliyor.
Bu arada Suriye ve Irak’ta patlatılan bombaların, sıkılan kurşunların üreticilerini de düşünürseniz, yap-boz tahtası daha beter karışıyor. Hadi Rusya attığı bombalarla sıktığı silahı ve mühimmatını kendisi üretiyor diyelim. Ama karşısındaki güçlerin elindeki silah ve mühimmat da silah tröstleri üzerinden Batılı ülkelerin ekmek kapısı.
Peki Türkiye ne yapmalı, nasıl davranmalı?
10 değil, tam 100 puanlık uzman sorusu bu işte! Ama şu kadarını söyleyelim. Ankara, bölgede at koşturan batılı enerji devlerini de, askeri güçlerini buraya yığan başkentleri de yakından izlemek, barışı sağlama konusunda proaktif davranmak zorunda.
Ve bunu yapmak hiç de kolay değil.
Bu konuda çalışan, kafa yoran herkese kolay gelsin diyelim…
...
YAZARLAR
Mehmet KARA
- Enerji savaşı ve yap boz tahtası
Önceki ve Sonraki Yazılar