Enerji sektörü her zaman politik atmosfere en duyarlı sektör olarak en değişken sektördür.
Son dönemde de Türkiye’de yaşanan politik belirsizlikler ve Avrupa’nın gelecek politikalarını belirleme isteği nedeniyle Avrupa’nın enerji güvenliği açısından bir hareketlilik ve değişme çabaları dikkat çekiyor.
Jeopolitik konumu nedeniyle enerji merkezi olma iddiasını en fazla taşıyan Türkiye’nin son seçimlere kadar yaşadığı siyasi belirsizlik ve bu süreçte Rusya ile yaşanan doğalgaz fiyat anlaşmazlığı, hemen komşu rakipleri Bulgaristan ve Yunanistan’ı harekete geçirdi.
Yunanistan, ABD’nin kaya gazından elde ettiği LNG’yi Balkan topraklarından Avrupa’ya aktarmak için çalışmalarını yoğunlaştırırken Bulgaristan da Balkanlarda çeşitli küçük rotalar kurmaya ve mümkünse yeniden Güney Akım projesini canlandırmaya odaklandı.
Doğalgaz tedariğini çeşitlendirmek için ABD gazını Avrupa’ya aktarmada köprü olmak isteyen Yunanistan, ABD ile bu konuları görüşmeye başladı bile. Taraflar,Yunan Copelouzos Group şirketlerinden Gas Trade Company tarafından Bulgaristan sınırına yakın Dedeağaç’ta yeni bir yüzer LNG alım, depolama ve yeniden gazlaştırma birimi kurmayı planlıyor.
Gas Trade, DEPA ve ABD’li Cheniere şirketlerinin oluşturacağı ortak bir konsorsiyumun ABD kaya gazı kaynaklı LNG’nin ithalini gerçekleştirmesi planlanıyor. Bu plana göre, ilk olarak Yunanistan’a gelen doğalgaz, Yunan doğalgaz sistemine aktarılarak Yunanistan-Bulgaristan IGB rotasıyla Bulgaristan’a aktarılacak.
Proje ile aynı zamanda Orta Asya’dan veya Doğu Akdeniz’den gelecek alternatif doğalgaz için de bir doğalgaz ticaret merkezi oluşturmak amaçlanıyor.
Yunanistan’ın bu oldukça makul görünen amacı, öncelikle ABD doğalgazının düşük fiyatına rağmen transfer masraflarıyla Rus doğalgazından daha pahalıya malolacak olmasına takılıyor. Ancak uzmanların uzun dönemde ABD gazının daha ucuza geleceğini tahmin ettiklerini belirtmekte fayda var. Yine, Hırvatistan’ın AB piyasalarına daha yakın olan Krk LNG terminali’nin varlığı da bir başka engel. TAP ile gelecek olan Azeri gazının fiyatını etkileme olasılığı da cabası.
Bulgaristan hükümeti ise Yunanistan-Bulgaristan (IGB) bağlantısıyla Sırbistan, Romanya ve Yunanistan üzerinden doğalgaz ithalatı çeşitliliğini arttırmayı amaçlıyor. Yine, Çiren’de bulunan yer altı doğalgaz depo tesisini yenileyerek kapasitesini iki yıl içinde yüzde 20 arttırmayı planlıyor.
Türk Akımı projesinin yerine geçtiği Güney Akımı projesinin iptalinden en fazla zarar gören ülkelerin başında gelen Bulgaristan’ın bu durumu kabullenmekte zorlandığını biliyoruz. Bir yandan enerji hub`ı olma fırsatının elinden alınmasına anlam veremezken, bir yandan üyesi olduğu ve önemli destekler aldığı AB kurallarını uygulamak zorunda kalan Bulgaristan sürekli bir çıkış yolu arayışında.
Bu nedenle, Türkiye ile Rusya arasında Türk Akımı görüşmelerinin uzaması ve kapasitenin yarıya indirilmesinin ardından BOTAŞ`ın Gazprom`la fiyat anlaşmazlığı nedeniyle tahkim mahkemesine başvurması Bulgaristan`ın umutlarını kabarttı. İstesek Güney Akım inşaatını hemen başlayabiliriz sesleri yükselmeye başladı.
Bu ayın ortalarında ABD bakanı John Kerry Yunanistan’a bir ziyarette bulunacak ve bahsettiğimiz bu konular etraflıca değerlendirilecek. Tabi Türkiye’de seçimlerin ardından yeniden tek partili bir hükümetin kurulacak olması birçok dengeyi ve hesabı doğrudan etkileyecek. Bu etkinin ne yönde olacağını yaşayıp göreceğiz.
YAZARLAR
Sabiha KÖTEK
- Enerji merkezi olma savaşı kızışacak
Önceki ve Sonraki Yazılar