HASAN YİĞİT
Güneş enerjisi modülü ithalatına gözetim belgesi uygulanması 19 Kasım 2015’te açıklanıp 19 Aralık 2015’te yürürlüğe koyuldu. 25 Haziran 2016 tarihinde de yurt dışından ithal edilen güneş panelleri yatırım teşvik belgesi kapsamından çıkarıldı.
Uzmanlara göre ithal güneş panelinde gözetim belgesi uygulaması 31 Aralık 1995 tarihinde yürürlüğe giren Avrupa Birliği-Türkiye Gümrük Birliği anlaşmasına aykırı olsa da, Yatırım Teşvik Belgesi ile buradaki kısıtlama by-pass edilebiliyordu. Ancak 25 Haziran 2016 tarihinde yayınlanan Yatırım Teşvik Belgesi Tebliği’nden sonra bu imkan da ortadan kalktı.
Peki Gümrük Birliği Anlaşması aykırılık neredeydi? Bu soruya, anlaşmanın ilgili hükmüyle cevap verelim: “Ticari ürünler, her iki taraf arasında herhangi bir gümrük kısıtlaması olmaksızın satılabilir. Gümrük Birliği temel ekonomik alanlarda, ikili ticaret imtiyazları uygular, hizmet veya kamu ihalelerini kapsamaz. ”
Şimdi bunu biraz açalım. “Ticari ürünler, her iki taraf arasında herhangi bir gümrük kısıtlaması olmaksızın satılabilir” hükmüne karşın, Gözetim Belgesi ve Teşvik Yatırım Belgesi’nin getirdiği kısıtlamalarla AB ürünlerine bir kısıtlama getirilmiş oldu.
Ve ikicisi “hizmet veya kamu ihalelerini kapsamaz” hükmü... O halde kamu ihalelerinde AB Güneş Enerji Modüllerine Gözetim Belgesi uygulanması lazım ve Yatırım Teşvik Belgesi kullanılması lazım, neden tersi uygulanıyor?
Son yıllarda Avrupa Birliği ülkelerinden gelen güneş enerjisi yatırımcıları bu uygulamadan rahatsız. Bazıları Türkiye’den çekiliyor. Bir taraftan Hükümet ve Avrupa Birliği ülkeleri yatırımcılarını Türkiye’ye çekmek için uğraşıyor, bir taraftan da o ülkelerin ürünlerine ve girişimcilerine üvey evlat muamelesi yapıyor.
Avrupa Birliği yatırımcıları Türkiye ye en çok yatırım yapan konumda olan grup, AB’de Türkiye’nin son zamanlarda yaptığı uygulamarla AB yatırımcılarını küstürüyor. Bazıları da Türkiye den çekilme kararı almaya hazırlanıyor.
Türkiye olarak öncelikle komşularımızla barışık olmamız gerekmez mi? Moskova ile barışıklık sürecine girildi ve Rusya ile dış ticaretimiz normale dönmeye başladı. Yalnız hepimiz biliyoruz bu yıl Rusya ile yaşanan krizden dolayı turizm ve tarım sektörü çok büyük zarar gördü.
Şimdi güneş enerji modüllerine kısıtlamalardan dolayı Avrupa Birliği Türkiye’nin tekstil ve beyaz eşya sektörüne bir sınırlama koysa, bu Türkiye’yi etkiler mi? Bence cevap evet ve hem de çok etkiler. Avrupa Birliği’nin en büyük giyim ve spor markalarından bazıları (BOSS, Adidas, Puma, H&M, C&A v.s.) Türkiye’de üretim yapıyor.
Arçelik ve BEKO’ya Avrupa Birliği ülkelerine girişte yüksek vergi veya yüksek KDV koyulsa Türkiye Hükümeti bunu nasıl karşılar? Veya Türk Modüllerine AB bir kısıtlama koysa bizim modül üreticilerimiz bunu nasıl karşılar? Bir de aynanın öbür tarafından bakmamız gerekmez mi?
Türkiye’nin büyümesi için Avrupa Birliği pazarı bizim ihracatçılarımızın önemli pazar kapısı değil midir? O kapı kapansa veya sınırlamalar koyulursa, istihdam yerine iş yerlerinden çıkışlar başlamaz mı? Şirket iflasları gündeme gelmez mi?
Meseleye bir de Avrupa Birliği Finansal Destekleri tarafından bakalım. Yenilenebilir Enerji Kredileri’nin çoğu Avrupa Birliği ülkelerindeki fonlardan geliyor. En başta da TURSEF var.
Sonra bir de son aylarda yatırımcıların her yerde dile getirdiği IPARD 2 geliyor. IPARD 2 kapsamında 90 milyon Euro’ya yakın hibe TKDK kapsamındaki Belediyelere yenilenebilir enerji yatırımlarına dağıtılmak için 2020 yılına kadar bir para akışı olacak. Bunun dışında bir o kadar da özel sektördeki yenilenebilir enerji projelerine de Avrupa Birliği’nden kaynak gelecek.
IPARD kapsamında 2020 yılına kadar Türkiye’ye toplam 801 milyon Euro Avrupa Birliği’nin hibe katkısı olacak.
Şimdi biz Avrupa Birliği’ne IPARD ve TURSEF desteklerine ellimizi açıyoruz ve karşılığında onların ürünlerine Avrupa Birliği-Türkiye Gümrük Birliği anlaşmasına aykırı uygulamalar koyuyoruz.
Bu biraz centilmenliğe aykırı bir durum değil mi? Sayın Binali Yıldırım Başbakanlığa başladığında ilk sözlerinden biri komşularımızla iyi geçinmemiz gerektiğiydi. Avrupa Birliği de bizim komşumuz, ticaret anlamında AB yatırımcıları ve oradan gelen sıcak para trafiğini durdurmamak için Avrupa Birliği – Türkiye Gümrük Birliği anlaşmasına aykırı uygulamalar yapmamız yanlış olur.
Burada yeniden en başa dönelim. Gözetim belgesi neden koyulmuştu? Türk üreticilerini rekabetçi yapmak için değil miydi AB ürünlerinin fiyatlarına bir bakalım, AB de üretilen modüllerin fiyatları Türk üreticileri ile aynı seviyede veya üstünde değil mi? O zaman Türk üreticilerini AB modüllerinin rahatsız etmemesi gerekir. Tam tersine AB ürünlerinin kalitesi ile aynı olmak ve daha iyi olmak için daha çapa gösterip Türk ürünü almak isteyen gerek yurt içi gerekse AB üyesi gerekse üçüncü taraf ülkelerdeki alıcılara daha kaliteli ürün sunamazlar mı?
O zaman gözetim belgesinde ve Yatırım Teşvik Belgesi’nde Avrupa Birliği-Türkiye Gümrük Birliği anlaşmasına aykırı olmasına rağmen Avrupa Birliği ürünleri neden aynı tepsinin içine koyuldu?
Bu soruya, Avrupa Birliği Bakanımız, Ekonomi Bakanımız ve Enerji Bakanımız’dan her hangi birinin cevap vermesini isterim. Yazımın sonuna gelirken bir olayı hatırlatmak isterim, birkaç yıl önce Hindistan da güneş enerjisi modüllerinde buna benzer bir yol izledi. Ama sonunda ne oldu? Amerika Birleşik Devletleri Dünya Ticaret Örgütü’ne itiraz etti ve DTJ’den birkaç ay önce ABD lehine bir karar çıktı.
Özetle, Avrupa Birliği bizim hem komşumuz ve hem de en önemli ticari partnerimiz. Bu yüzden AB ile ticari ilişkilerimize zarar verecek adımlardan kaçınmak gerektiğini düşünüyorum.