Değerli Okurlar,
Riskler, dünya kurulduğundan bu yana her yerde ve her zaman oldu, olmaya da devam edecek. Risklerin farkına varanlar, onları yönetebilenler ve bunu fırsata çevirebilenler ayakta kalacak.
Özellikle çevreyle ilgili sorunlar dünyanın başına dert olmaya başladığından bu yana sürekli olarak uluslararası yeni anlaşmalar, yeni yönetmelikler, önlemler gündeme geliyor. Bunların pek çoğu başta enerji olmak üzere gıda, kirlilik ve benzeri kimya alt sektörlerini doğrudan ilgilendiriyor; petrol rafinerilerinden kömür sahalarına, nükleer santrallardan rüzgar çiftliklerine; enerji, ulaşım ve gıda sektörleri, hane halkları, iş dünyası, hükümetler, şirketler, vb. daha pek çok alanda uygulamaya konuyor. Bu alanlar yalnızca ulusal ölçekte değil, uluslararası ekonomi ve iş ilişkileri, insanlığın refahı, vb. açılardan da herkesi, bütün dünyayı ilgilendiriyor.
Risklerle ilgili olarak yapılacakların en başında ise risklerin doğru tayin edilmesi ve çevresel etkilerinin değerlendirilmesi geliyor. Günümüzün en büyük tehdidi Küresel Isınma ve İklim Değişikliğiolarak gözüküyor. Karbon salınımlarının azaltılması, yeşil enerjiye geçiş, verimlilik vb. ise başlıca çalışma alanları. Hemen herkesin eksik ya da fazla, doğru ya da yanlış bu konuda bir bilgisi, bir görüşü mevcut.
Öte yandan Sektörlerin Çok Hızlı Bir Biçimde Değişimi (ya da dönüşümü) dünyanın önemli sorunlarından biri olacağa benziyor. Çünkü bu hızlı değişim, sermaye yatırımlarının miktarını ve niteliğini doğrudan etkilerken, aynı zamanda enerjinin nerede, nasıl üretileceğini ve nasıl tüketileceğini doğrudan belirleme gücüne sahip.
Önemli bir diğer tehlike ise Siber Tehditler. Dijitalleşmenin nimetlerinden yararlanmak için enerji sektöründe, başta şebekelerin modernizasyonu ve akıllı hale getirilmesi olmak üzere birçok alanda milyarlarca dolarlık yatırımlar yapılırken birdenbire karşımıza siber tehditler çıkmaya başladı. Sistemlerin, tesislerin ve şebekelerin çalışmasının engellenmesinden yanlış biçimde çalıştırılmasına, bilgilerin yanlış kişi ve kuruluşların eline geçmesine kadar pek çok tehlike etrafımızda kol geziyor. Bugünün en önemli risklerinin başında siber risklerin geldiğini söylemek hiç te yanlış olmayacak. Teknoloji geliştikçe tehlikeler ve bu tehlikelerin tekrarlanma sıklığı, miktarı ve etkileri de artmaya başlıyor.
Mevzuat ve Kamu Politikaları da bir başka önemli risk konusunu oluşturuyor. Enerjinin üretim biçimleri, enerjinin nakli, pazarlanması, tüketimi ve bunlarla ilgili diğer konularda çıkan, çıkması gereken yasalar ve mevzuat ile mevcut mevzuattaki değişiklikler, aralarında sağlanması gereken uyum ile bunların topluma, başta Enerji Bakanlığı olmak üzere kurum ve kuruluşlara yansımaları zaman zaman önemli sıkıntılar haline gelebiliyor. Kimi zaman yanlış ve eksik düzenlemeler, kimi zaman zamanında yapıl(a)mayan çalışmalar, vb. her biri ayrı birer problem olabiliyor. Özellikle de dijital platformlarla gelen yenilikler ve bunlara sağlamamız gereken uyum, standartlar vb. başta yatırımcılar olmak üzere işletmeciler ve teknik personel için başlı başına birer risk konusu olabiliyor.
Kimi zaman Zorlu Doğa Koşulları(aşırı kar yağışı ve kar yükleri, buzlanma, dolu, sel, orman yangınları vb. doğal sayılabilecek ama aşırı ve beklenin ötesinde gerçekleşen güç koşullar) enerji üretimini olduğu kadar, iletim ve dağıtımını da etkiliyor ve önemli riskler oluşturabiliyor. Bu doğal felaketlere deprem vb. de eklemek mümkün. Terörist saldırılar ve sabotajlarise enerji dünyasında diğer önemli risk alanları olarak ortaya çıkıyor. Yapılması gerekenlerin en başında, bu tecrübelerden doğru derslerin çıkarılması ve gerekli önlemlerin hızlı bir biçimde alınması geliyor.
Diğer taraftan özellikle ülkemiz açısından önemli sayılabilecek bir diğer konu da enerji dünyasındaki gelişmelere uygun Uzman Teknik Kadroların,Mühendis ve Teknik Elemanların Yetiştirilmesi ve Eğitimi. Bu konuda büyük adımlarla yol almamız gerekiyor. Oysa, orta öğretimde fen derslerinde ve üniversitelerde mühendislik alanlarında oldukça gerilerdeyiz. Bu açığı hızla kapatmamız gerekiyor ama nasıl?
Son olarak risklerle ilgili şunu söylemekte fayda var. Enerji alanında gerekli araştırma ve geliştirme faaliyetleri yapılmadan, inovasyonlar gerçekleştirilmeden Enerji Alım Fiyatlarının Hızlı Bir Biçimde Aşağıya Doğru Çekilmesive Uluslararası Ticaret Savaşlarıpratikte karşılaştığımız diğer önemli risklerden bazıları. Örneğin Çin-ABD ticaret savaşı ve Trump’ın çelik ürünleri konusundaki açıklamaları hem ABD’de hem de uluslararası arenada enerji yatırımlarındaki bazı kalemlerin maliyetlerini zıplatmış ve bazı önemli projeleri riske atmış bulunuyor.
Peki, o zaman ne yapılmalı?
Her şeyden önce, yukarıda sözünü ettiğimiz riskler ve zararlı etkileri ortaya çıkmadan önce bu konulardaki karar vericilerin, kuralları koyan devlet kurum ve kuruluşlarının, mevzuatı hazırlayanların ve sigorta şirketlerinin yapması gereken bir dizi çalışma bulunuyor. Tabii bunlara paralel olarak ta yatırımcıların ve işletmecilerin, teknoloji şirketlerinin yapması gereken işler, üretmesi gereken çözümler…
Umarım bunları da bir başka yazımızda ele alma imkanı buluruz.