1. YAZARLAR

  2. Mehmet KARA

  3. Elektrikçileri bu zam kesmez!
Mehmet KARA

Mehmet KARA

Yazarın Tüm Yazıları >

Elektrikçileri bu zam kesmez!

Tarifeli elektrik fiyatları, iki yıllık bir aradan sonra ilk kez zamlandı. Fiyat artışını, ulusal tarifeleri belirleyen Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu`nun (EPDK) rakamları henüz açıklanmadan, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız duyurdu. Bakan Yıldız, hem elektrikte hem de doğalgaz fiyatlarındaki zam oranını yüzde 9 olarak açıkladı.

Bu iki ürünün fiyatına yapılan zamların, hayatın tüm alanlarına etki edeceği kesin. Çünkü zam gören her iki ürün de vatandaşın cebini doğrudan etkilemekle kalmayacak. Sanayi ve ticaret hayatının ana girdilerinden olan elektrik ve doğalgaz, diğer ürün ve hizmet maliyetlerini de yükseltecek. Yani daha şimdiden, diğer pek çok ürün ve hizmetin de zamlandığını varsayabiliriz.

Borsa ve finans yazan, konuşan meslektaşlarımız da şimdiden başladı döktürmeye. Enerji zamlarının Ekim ayı enflasyonuna en az yarım puanlık katkısı olacağına kesin gözüyle bakılıyor. Belki de daha yüksek olur, kim bilir? Çünkü elektrik ve doğalgaza zam geldi bahanesi, uzun süredir yapılamayan bazı fiyat artışlarını da sertleştirecektir.

Neyse olayın bu kısmını çok uzatmayıp, esas işi bu olan ekonomistlere ve gazetecilere bırakalım. Gelelim enerji sektörünün bu zamlara bakışına. Baştan söyleyelim, elektrik üretimi ve ticaretiyle uğraşan firmalar bu zamlardan memnun. Peki yeterli buldular mı? Pek sanmıyoruz. Çoğunun bakışı "Yetmez ama evet" kıvamında...

Çünkü kolay değil, elektriğe son zam 1 Ekim 2012 tarihinde, yani bundan tam iki yıl önce yapılmıştı. Tüketiciler cephesinden bakarsak, doğalgaz fiyatları da uzun süredir zam görmemişti.

Tarifeli elektrik fiyatlarının uzun süredir yerinde sayması, serbest piyasada elektrik satan oyuncuları ciddi şekilde zorluyordu. Yenilenebilir kaynaklara, özellikle rüzgâra dayalı elektrik üretenler diğerlerine göre daha rahattı ama sonuçta onların da yatırımlarını amorti etme sürelerinin uzamasına yol açıyordu bu zamsızlık...

Elektrikte serbest tüketici sayısının giderek artması beklenirken, tarifelere zam yapılmaması nedeniyle buradaki artış durmuş, Temmuz ayında 65 bine yakın serbest tüketici bu serbestlikten vazgeçmiş ya da satıcılar tarafından portföyden çıkarılmış, bölgelerindeki dağıtım şirketlerine yönlendirilmişti.

Çünkü satıcı firmaların pek çoğunun maliyeti, tarifeli fiyatla başabaş noktaya kadar yükselmiş, hatta bazılarında bu seviyeyi bile aşmıştı. Kuşkusuz bu gelişmede kuraklık nedeniyle barajlı hidroelektrik santrallerinden elde edilen elektrik üretiminde yaşanan düşüşün de etkisi vardı. Su olmayınca haliyle daha yüksek maliyetle elektrik üretilen doğalgaz santrallerine yüklenildi.

Ağustos ayında serbest tüketici sayısı yeniden arttı. Yine de Haziran sonundaki serbest tüketici sayısına ulaşılabilmiş değil. Eylül ve Ekim aylarında ise serbest tüketici sayısında daha hızlı bir artış olacağını söylemek yanlış olmaz.

Bunun bir nedeni, elektrik talebinin her yıl olduğu gibi bu yıl da sonbahar ve bahar aylarında azalması olacak. Ancak asıl etkiyi, son yapılan elektrik zamları gösterecek. Tedarikçi firmalar bu son gaz ve elektrik zamlarından sonra, tarifeli fiyatların altında bir maliyetle daha rahat elektrik bulup müşterilerine aktarabilecek.

Peki bunun kalıcı bir etkisi olacak mı? Bize sorarsanız son yapılan zamların enflasyon üzerinde kalıcı bir etkisi olacağı kesin. Ama sektör açısından bakarsanız, serbest ticaretin gelişimini istenen hıza ulaştırmaya yine de yetmeyecek.

Çünkü iki yıl aradan sonra yapılan yüzde 9`luk zam, diğer maliyet kalemlerinde yaşanan artışı telafi etmeye anca yeter. Sadece dolar kurlarının o tarihten bu yana nerelere geldiğine bakmak bile, yapılan zamların elektrik üretici ve satıcılarının beklentilerinin oldukça gerisinde kaldığını söylemeye yeter...

Özetle, bu zamlar elektrik sektörünü kesmez.

Peki çözüm zam yapmak mı? Doğalgaz ve elektrik fiyatlarını bir tür gelir ve vergi adaleti sağlama aracı gibi kullanmaya devam ederseniz, başka şansınız yok. Bıçak kemiğe dayanınca istemeden de olsa yaparsınız zammı.

Oysa Türkiye enerji sektörünü liberalleştirmeyi, yani serbestleştirmeyi tercih etmiş bir ülke olarak, bunun gereklerini yerine getirmeli. Yani bu işi biraz daha piyasanın gelişimine bırakmalı.

Ne demek istiyoruz? Bunu anlatmak için elimizde iyi bir örnek var: Telekomünikasyon sektörü... GSM sektöründe ses ve data hizmeti fiyatları, yani telefon görüşmesi ve veri aktarımı hizmet fiyatları serbest bırakıldıktan sonra siz kaç kez "cepten görüşme zamlandı" haberi gördünüz? Veya Türk Telekom özelleştirmesinden sonra kaç kez “telefon ücretlerine zam yapıldı” haberiyle karşılaştınız?

Vallahi iş öyle bir noktaya geldi ki, telekom şirketlerinin çeşitli ürün ve hizmet paketleriyle ilgili reklamlarına bakarsanız, bırakın fiyat artışını, siz konuştukça üste para alıyormuşsunuz gibi bir hava bile yaratmayı becerdiler en sonunda.

Enerji sektörünü de özelleştiriyorsanız, ileride olacağı budur. Özel sektör, cebinizden daha fazla para alsa bile bunu pek hissettirmez size... Hükümet ve düzenleyici otorite de ikide bir "bu ay zam var mı?" sorusuyla karşılaşmaz. Öyle ya, gazeteciler Ulaştırma Bakanı`na en son ne zaman "telefona zam var mı" diye sormuştur sizce?

Her neyse, son olarak şununla kapatalım. Elektrik sektörünün liberalizasyonu teoride tamam. Bir tek Enerji Borsası’nın faaliyete geçişi kaldı o kadar. Pratikte ise bunun önünde ciddi engeller var. En büyük engellerden biri ise doğalgaz piyasasının serbestleşmemiş olması. Yani doğalgazın sübvansiyonlu fiyattan satılması…

Eğer siz doğalgaz fiyatlarını serbest dalgalanmaya bırakamıyorsanız, sattığı ürünün yüzde 50`si doğalgazdan sağlanan bir elektrik piyasasının da elini kolunu bağlamış, deyim yerindeyse elektrik ticaretini gaza boğmuş ya da boğdurmuş oluyorsunuz.

Peki elektrikte liberalizasyonun önündeki diğer engeller? Onlara da sonra bakalım artık, bugünlük bu kadar yeter... 

Önceki ve Sonraki Yazılar