Bir virüs bütün dünyayı sarstı. Covid19 adı verilen bu virüse karşı hiç kimsenin tek başına mücadele ederek başarıya ulaşması imkansız görünüyor. O yüzden tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de tüm bireylerin katkısına ihtiyaç var.
Koronavirüs salgını, insanlığı yeryüzünde kurduğu ve işlettiği mevcut sistem(ler)i yeniden tartışmak zorunda bıraktı. Salgın, özellikle 1980’lerden itibaren yükselişe geçen ve daha sonra neredeyse tümüyle vahşi kapitalist anlayışa dönüş anlamına gelecek noktalara evrilen neoliberal yaklaşımların geri plana ittiği, kamusal sağlık ve sosyal güvenlik sistemlerinin önemini herkesin yüzüne tokat gibi çarptı.
Kamusal bir sağlık sistemi bulunmayan ABD’deki karar vericileri, virüs salgını konusunda önlem arayışına girince en çok düşündüren noktalardan biri de bu.
Coronavirus ile mücadelede bütün ülkelerde olduğu gibi Türkiye’de de ön cephede çaba harcayanlar, hekimi, hemşiresi, laborantı ve acil müdahale timleriyle sağlıkçı ordusu. Sağlıkçılara tüm toplumdan teşekkür mesajları yağıyor ve bunu fazlasıyla hak ediyorlar.
Bu ortamda her gün çöplerimizin toplanması şart ise bunu hiç yüksünmeden, sessiz sedasız yapmaya devam eden temizlik işçileri de teşekkürü hak ediyor. Bence şu günlerde biraz erkence kalkıp, kapınıza gelecek çöp kamyonunu bekleyin ve en azından bir baş selamı verin ya da gülümseyin işçi kardeşlerimize.
Peki enerji sektörü? Elektrik ve doğalgaz olmasa virüsle mücadele kapsamında evlerimize şimdiki kadar rahat kapanabilir miydik? Virüsle mücadelede en önemli noktalardan biri el yıkamak. Ve bunun için kullanacağımız suyu mutfaklarımıza elektrik olmasa ulaştıramayacağız.
İşte elektrik ve doğalgaz sektöründe de, virüsle mücadele sürecinde ön saflarda kabul etmemiz gereken bir emekçi ordusu, gece gündüz demeden arı gibi çalışıyor. Sadece doğalgaz dağıtım sektöründe toplam istihdam yaklaşık 100 bin kişi.
Çoğunluğumuzun EvdeKalmak diye algıladığı virüsle mücadele çerçevesinde kesintisiz doğalgaz arzı için dağıtım şirketleri çalışanlarını iki vardiya halinde görevlendiriyor.
Ama dağıtım faaliyeti doğası gereği vatandaşla temasın yüksek olduğu süreçleri içeriyor. Güvenli doğalgaz kullanımı için bazı durumlarda birebir yerinde inceleme ve müdahale de şart oluyor. Kontrol, bakım ve onarım ekipleri hiç yüksünmeden işlerini yapmaya devam ediyor.
Dağıtım şirketlerinin her gün yaptığı, yapmak zorunda olduğu sadece iç tesisat kontrolü ve gaz açma işlemlerinin sayısı yaklaşık 12 bini buluyor. Ve doğalgaz, güvenliğin asla ihmal edilemeyeceği bir sektör. O yüzden de ‘şu işlemleri erteleyelim’ diyemiyorsunuz.
Ayrıca başka ürünlerle ikame edilemeyen elektriğin üretildiği santralleri düşünün. Onları kapatamaz, uzaktan çalıştıramazsınız. Mutlaka başında süreci takip edip yönetecek ekiplere ihtiyaç var. Elektriğin şehirlerimize kadar iletilmesinde, evlerimize işyerlerimize kadar ulaştırılmasında da koskoca bir çalışan ordusu görev alıyor. Ve tıpkı doğalgaz işi gibi elektrik de şakaya gelmez. Güvenli hizmetin devamı için ertelenemeyecek, ötelenemeyecek rutin işlemlerin mutlaka yapılması gerekir.
O yüzden virüsle mücadele için bizler sadece ‘evde kal’ırken, elektriğimiz ve doğalgazımız kesilmesin diye tehlike altında evinde kalamayan mühendisinden işçisine enerji sektörü çalışanlarına da teşekkür borcumuz olduğunu bilelim.