Geçtiğimiz günlerde elektriğe yüklü bir zam daha yapıldı.
Bu son zamla birlikte elektrik fiyatları, 2017 yılından sonra, - yani son 3,5 yılda – konutlarda yüzde 120, sanayide yüzde 170’e varan oranlarda artmış oldu.
Merkez Bankasının aynı dönem için hesapladığı yaklaşık yüzde 67 seviyesindeki tüketici fiyat artışıyla karşılaştırıldığında, bu oranların son derece yüksek olduğu görülüyor.
Öyleyse, elektrikteki bu aşırı fiyat artışlarının sebebi ne olabilir?
İlk aklıma gelen, elektrik üretiminde kullanılan ithal enerji kaynakları oldu.
Öyle ya, tükettiğimiz elektriğin yaklaşık yüzde 25’ini ithal doğal gazdan, yüzde 20’sini ithal kömürden üretiyoruz. Acaba söz konusu kaynakların fiyatları çok arttı da elektrik santrallerinin maliyetleri mi yükseldi?
Türkiye’nin doğal gaz ya da ithal kömür santrallerinin kömür alım fiyatlarına ilişkin rakamlar gizlidir ve dolayısıyla bende yok. Ama söz konusu kaynaklara ilişkin son 3,5 yıllık dönemde uluslararası piyasalardaki fiyat gelişimini takip edebiliyorum ve elbette bunlar bize bir fikir verecektir.
Doğrusunu isterseniz, doğal gazın da ithal kömürün de uluslararası piyasalardaki fiyatları geçtiğimiz yılın ortalarından itibaren yükseliş eğilimine girdi. Bununla birlikte, söz konusu fiyatlar, 3-4 ay öncesine kadar 2018 yılı Ocak ayındaki fiyat düzeylerinden – birkaç ayın haricinde – hep düşük seyretti.
Örneğin, doğal gaz (https://www.investing.com/commodities/natural-gas) ya da brent petrol kontrat fiyatlarının (https://www.investing.com/commodities/brent-oil) son 3,5 yıldaki ortalaması 2018 yılı başındaki fiyatlarından yüzde 12 oranında daha düşük oldu. Aynı şekilde, 6000 kcal/kg Avustralya ya da Güney Afrika buhar kömürü fiyatlarının dönem ortalamalarının da 2018 yılı başına göre yaklaşık yüzde 20 daha düşük olduğunu hesaplayabiliyoruz.
Dolayısıyla, ithal kaynağın bir etkisi olacaksa, elektrik fiyatlarının son 3,5 yılda düşmesi gerekirdi.
Üstelik 2018 başından itibaren bir yıl öncesine kadar petrol, gaz ve kömür fiyatlarında tam bir bahar havası yaşandı ve fiyatlar sürekli geriye gitti. Ama bizdeki elektrik fiyatları o dönemde de aynı hızda artmaya devam ediyordu.
Dolayısıyla, elektrik fiyatlarındaki söz konusu artışa ithal kaynak fiyatlarının neden olduğunu söyleyebilmek zor. Öyleyse sorun nerede? Elbette, aslında hepimizin bildiği gibi, sorun bizim döviz kurlarında. 2018 yılı başından itibaren dolar kuru yaklaşık yüzde 130 oranında artınca, ithal kaynağın fiyatı değil ama maliyeti o oranda artmış oldu.
Bununla birlikte, elektrik üretiminin tamamı ithal kaynaktan değil; yaklaşık yüzde 55 oranındaki kısmı da yerli enerji kaynaklarından üretilmekte. Yerli kaynak tarafı, doğal olarak, döviz kurundan ithal kadar etkilenmeyeceğinden elektrik fiyatlarını bir ölçüde dengelemesi beklenirdi. Ancak, yerli kaynaktan elektriğin alım fiyat garantilerindeki ayarın kaçtığını ve bu durumun fiyatlar üzerinde olumsuz etkisi olduğunu tahmin ediyorum.
Peki, bundan sonra ne olur?
Bana göre, bundan sonrası elektrik fiyatları açısından çok daha sorunlu geçecektir. Çünkü son bir yılda ama özellikle de son birkaç ayda enerji fiyatlarındaki yukarı yönlü hareketler hız kazanmaya başladı. Aşılamanın artması ve salgının gerilemesiyle birlikte son dört aydaki fiyat artışları; brent petrolde yüzde 20, doğal gazda yüzde 40, buhar kömüründe ise neredeyse yüzde 50’yi buldu. Dolayısıyla, yüksek fiyat düzeylerinden elbette öncelikle enerjide ithalat bağımlısı ülkeler zarar görecektir, ancak aynı zamanda döviz kurları da hızla yükselmekte olan Türkiye, diğer pek çok ülkeden daha fazla etkilenecek ve elektrik fiyatlarını yakın zamanda tekrar yükseltmek durumunda kalacaktır. Özetle, bir yandan yükselen ithal kaynak fiyatları ama belki ondan da önemlisi içinde bulunulan yüksek enflasyon, faiz ve kur ortamıyla Türkiye’deki elektrik fiyatlarını zapt edebilmek giderek çok daha zor hale gelmektedir.