Pandemi sonrasında dünya ekonomilerinde siyasilerin ve birçok ekonomistin de öngöremediği bir talep patlama yaşıyoruz. Bu patlamanın sebepleri sadece pandemi sonrası oluşan talep değil. Pandemi döneminde ve sonrasında gelişmiş ülkelerde uygulanan parasal genişlemelerin sonucu, düşük faizlerin sonucu, hem talep, hem de lojistik sorunlarına ilave olarak bir de Rusya-Ukrayna savaşı ile gaz ve petrol ürünlerine yaptırımlar ve bunun üzerine bir de buğday ve Ayçiçek gibi gıda ürünlerindeki darboğazlarda eklenince emtia ve varlık fiyatlarında patlamalar yaşanıyor.
Ülkemize geldiğimizde ise son 20 yılda topladığı vergileri, özelleştirme gelirlerini, aldığı dış ve iç borçları hoyratça harcadıktan sonra 2022 kavşağına gelmiş ve seçim sattı mahalline girmiş bir dönemi yaşıyoruz. Gelişmiş ülkeler bile enflasyonun geçici olmadığı görüş sıkılaştırma dönemlerine, faiz arttırıp, varlık alımlarından vazgeçtikleri bir dönemde yüzde 100’lere yaklaşmış bir resmi enflasyon ile seçim dönemine giriyoruz.
Son 8-10 aydır anlamsız bir faiz inatlaşması sonucu dünyanın yaşadığı kırılgan döneme, çok daha kırılgan bir ekonomi ile intihar ederek giriyoruz. Bu akşam (01.06.2022) yapılacak zamla birlikte benzinde zam oranı yıllık yüzde 240, yılbaşından itibaren ise yüzde 113 olmuş iken motorindeki zam ise yıllık yüzde 260, yılbaşından itibaren ise yüzde 127 olmuş durumdadır.
Ham petrol fiyatlarına bakıyoruz ve BRENT; WTI yükseldi, düştü diye yorumluyoruz. Halbuki petrol ürün fiyatlarının da arz-talep dengesinde kendi pazarı, kendi fiyat oluşumu, kendi vadeli işlemler piyasası var. Yani benzin, dizel yakıtı, uçak yakıtı vs kendi arz-talep dengesine göre oluşuyor. Siz şu anda ekrana bakıp ham petrolün fiyatı 110 dolar diye görüyorsunuz ama o ham petrol Brent’in fiyatı. Halbuki rafineri çıkış fiyatı üzerinden, ürün fiyatları üzerinden geriye giderek hesapladığınız da ham petrolün değeri 150-275 dolar/varil mertebesinde oluyor.
Mesela bu grafikte Rusya’nın Ukrayna’yı işgalinden sonraki fiyat artışlarını görüyorsunuz. West Teksas Ham petrolü yüzde 13 artmış iken benzin yüzde 33, Dizel %69, Jet yakıtı yüzde 137,5 artmış durumda. Mesela havayollarının yakıt talebi pandemi öncesindeki rakamları geçmiş durumda. Aslında reel ekonominin doğrudan ham petrol ile ilişkisi yok. Reel ekonomi rafineri sonrası ürünlerle ilgileniyor ve ondan etkileniyor. Biz de kamuoyu hep ham petrol fiyatına bakıp ham petrol yükseldi, benzine zam geldi denir. Lakin işin aslı tam da öyle değil. Tabii ki ürün fiyatlarının ham petrol ile korelasyonu var ancak şu anda çok olağanüstü dönemlerden geçiyor dünya. Bu korelasyon şu anda kırılmış durumda. Mesela şu anda talepten dolayı jet yakıtının bu seviyelerdeki ham petrol karşılığı 275 dolar/varil. Benzin fiyatının bu seviyelerdeki karşılığı ham petrol fiyatı ise 155 dolar. Ama gelin görün ki durum öyle değil. Normalde 3 varil ham petrolden 2 varil benzin, 1 varil distile ürün dizel ya da jet yakıtı elde edersin. Buradan yola çıkarak basit bakkal hesabı ile bunu söylüyorum ama durum böyle basit bakkal hesabı değil tabii.
Bu arada bir de rafineri marjları var. Onlar da çok ciddi artıyor.
1895-2021 arasında ortalama 10.5 $/varil seviyesinde seyreden rafineri marjı ki 2004-2008 yılları rafineri işinin altın çağı diye nitelenir ve o dönemlerde rafineri marjları 30 dolarları geçmiştir. Şu anda ise 55 dolar/varil mertebelerinde. Bunlar da tarihi rekorlar. Bu rakam rafinaj kapasitesindeki sıkıntıyı gösterir.
Durumun böyle olmasında 4 faktör var. Dizelde mesela başta ABD olmak üzere, tüm dünyada stok seviyeleri 30 yılın en düşük seviyesinde. Bir de çok hızlı artan dizel yakıt talebi de eklenince böyle bir durum ortaya çıkıyor. Aynı durum jet yakıtı içinde geçerli. Havayolu taşımacılığı pandemi öncesi seviyelerini geçti. Bu fiyatlara rağmen talep çok fazla.
İkinci neden ise ABD’nin Rusya için stratejik petrol rezervlerini kullanma kararı. Stratejik rezerv kararı sadece ham petrol ile sınırlı kaldı. Ürünlerde böyle bir karar verilmedi.
Üçüncü neden ise pandemi sırasında rafinaj kapasitelerinin çok ciddi şekilde düşmesi. En büyük sorunda bu oldu. 2019 sonunda rafinaj kapasiteleri 2 milyon varile yakın düştü ki bu son 30 yılın en düşük düzeyi. Bundaki temel neden de pandemi sırasında aşırı düşen petrol fiyatları ile eski teknoloji rafinerilerin devre dışı kalması.
Dördüncü neden ise Rusya’ya ve petrol ürünlerine uygulanan ambargo. Tabii bu ürünlerin piyasaya ulaşmasını da engelledi. Şu anda tüm dünyadaki rafinerilerin işleme kapasitesi halen 2019 yılındaki yani pandemi öncesindeki dönemden daha aşağıda. Yeni kapasitelerin devreye girmesi ile ancak 2022 sonbaharında 2019lardaki seviyeleri yakalayacak gibi görünüyor. Bu da eğer büyük bir rafineride sabotaj, yangın, kaza vs olmaması durumunda.
Şimdi yakında bir sorun daha geliyor. Petrol ürünlerinin taşınmasında tanker kapasiteleri sorunu. Rus rafineri ürünleri artık tankerlere yüklenmiş vaziyette ve tankerler Akdeniz’de serseri mayın gibi depo gibi kullanılarak dolaştırılıyor. Bu dolu tankerler, tanker kapasitelerinin de azalmasına neden olacak. Ve Tanker navlunları da artacak. Bu dünyadaki rafine ürün pazarını bir özeti. Bir sonraki yazıda Türkiye’ye değineceğim.