1. YAZARLAR

  2. Birol OĞUZ

  3. Doğalgazda Türkiye Hub’ı ne kadar mümkün?
Birol OĞUZ

Birol OĞUZ

Köşe Yazarı
Yazarın Tüm Yazıları >

Doğalgazda Türkiye Hub’ı ne kadar mümkün?

Rusya’nın Ukrayna operasyonu başladığında, harekatın uzun sürmeyeceğini düşünüyordum. Rusya hızlı bir harekat ile Donbass savaşını nihayete erdirecek ve bölgeyi kendine bağlayacak, ABD’ye kırmızı çizgisini anımsatarak NATO’ya dur diyecek, hatta yemek sonrası tatlı yer gibi, içerden bir darbe ile Zelensky’i gönderip, Ukrayna’da kendisine dost bir yönetim ile yola devam edecekti.

Bu hızlı harekat Avrupa’da başta biraz gürültü koparır ama kendisine enerji bağımlılığı içinde olduklarından zaman içinde kapanır giderdi. ABD tepinir ama Avrupa sesini kısınca, bir süre sonra o da sakinleşir, bölgeyi karıştırıp, Rusya’yı köşeye sıkıştırmak için başka planlara girişirdi.

Bence Rusya tam olarak böyle bir senaryo öngörmüştü fakat öyle olmadı. Daha önce kısa Gürcistan savaşı sırasında da gördüğümüz gibi Rus ordusu biraz fıs çıktı, Ukrayna halkının lideri ile dayanışması Putin’in darbe öngörüsünü boşa çıkardı, Avrupa ise sandığından çok gürültü kopardı (bunda, Avrupa’da bir işgal harekatının kabul edilemezliği, ABD’nin baskısı kadar, daha önce SSCB’den çok çekmiş Polonya, Çek Cumhuriyeti gibi ülkelerin etkisi de yadsınamaz).

Bütün bu harekat sırasında Putin’in, en çok Avrupa için “Güvenilir Gaz Tedarikçisi” ünvanına zarar getirmeyeceğini, doğal gaz ticaretini tamamen dışarıda tutacağını düşünmüştüm ama savaş uzayıp yaptırımlar yağmaya başlayınca işler de tersine döndü. Ordunun zafiyetleri ile hayal kırıklığına uğrayan Putin kontrolü kaybetmeye başladı ve bu güne kadar oluşturduğu “Güvenilir Gaz Tedarikçisi” imajına zarar vermeyi de göze alarak geri adım atmaya yanaşmadı, bunu oluşturduğu yeniden büyük Rusya hedefine en büyük engel gördü. Üstüne üstüne gelen dünyaya verecek yanıtı kalmayınca hayatının hatasını yaparak doğal gaz kartını masaya sürdü ve tam da orada kaybetti….

Ukrayna operasyonu kısa sürse, asıl amaç olan Donbass’la sınırlı kalsa, muhtemelen bunların hiçbiri olmayacaktı ama içerideki askeri bürokrasinin buna izin vermediği görülüyor. Askeri bürokrasi ve muhtemelen Putin, kindar, gözü hiçbir şey görmeyen, gelecek zararı hiçe sayan Rus ayısı moduna geçince ABD galibiyetini ilan etti.

Savaş ne kadar uzarsa ABD için o kadar iyi, Rusya’yı yıpratmış olacak ama asıl savaşı Avrupa’yı Rus gazından uzaklaştırarak kazandı ABD... Zaten temel amaçlarından biri bu değil miydi? Rusya’yı önemli bir gelirden mahrum bırakacak aynı zamanda kendi LNG’sine pazar açacaktı.

Peki, Putin’i yukarıda özetlediğimiz saldırgan, gözü bir şey görmez Rus ayısı modundan, “Türkiye’yi doğal gaz merkezi yapalım” moduna ne döndürdü? Ayrıca, bu saatten sonra fayda eder mi?

Rusya ve Putin doğal gaz konusunda Avrupa’yı kaybetti. Bundan geri dönüş yok artık, sınırlı tedarikçi olabilir o kadar. Ne zaman ki Rusya’da iktidar değişir (sadece Putin değil, bakış açısı da), Avrupa’ya daha yakın, ehlileştirilmiş bir yapı oluşur, o zaman geriye dönüş olabilir ama onun dışında o defter kapandı.

Türkiye üzerinden gaz tedariki önerisi, Putin’in büyük bir sıkıntı içinde olduğunun göstergesidir. Kulağı tersten de göstermeye çalışsa da, geri adımdır ve Avrupa’ya, “gelin size gaz vermeye devam edelim, bizi devreden çıkardığınızı varsaydıracak şekilde Türkiye’yi aracı yapalım” demektir. Mesaj bu…

Putin’in son manevrasının iki sebebi olabilir. Ya neleri kaybettiğini anladı ve pişman oldu ya da bu işlerden çok büyük zarar gören oligarkların baskısı, askeri bürokrasinin önüne geçti. Bunun sonucunda geri adım atarak, kaybettiği pazarı Türkiye üzerinden geri kazanma arayışı içinde ama Avrupa, gazın kaynağı Rusya olduğu sürece bu oyuna gelmeyecektir. Dolayısıyla Rusya gazını Çin’e, Hindistan’a satmanın yollarına bakacak, fiyat düşecek, gelir azalacak… Muhtemelen gidişat bu yönde olacak.

Peki, Türkiye, Putin için bir çıkış noktası olabilir mi? Türkiye Putin’in önerisine sarılıp kendisine ciddi avantaj sağlayacak, stratejik önemini artıracak, doğal gaz merkezi pozisyonunu gerçekleştirebilir mi? Kısa vadede hayır. Orta – uzun vade de ise mümkün…

Neden hayır? Çünkü Avrupa, Rus gazını, hangi rotadan gelirse gelsin bir süre daha kısıtlı miktarda almaya devam edecektir. Türkiye üzerinden iletimi sağlayacak mevcut kapasite de, kısa vadede Türkiye’yi önemli bir merkez haline getirecek düzeyde olamayacaktır zaten.

Mevcut kapasite çerçevesinde, içeride Rus gazını kullanıp, diğer kaynaklardan gelen tüm gazı Avrupa’ya yönlendirmek bir yöntem olabilir ki, bu Ali Cengiz Oyunu vari yöntemin bile işe yaraması için diğer tedarik kaynaklarından sağlanabilecek gaz miktarını artırmak gerekecektir. Kısa vadede durum budur...

Orta-uzun vadede ise Türkiye, Putin’in açmazından faydalanabilir. Avrupa, Rus gazı konusunda yumuşama sürecine girdiği takdirde, Türkiye mevcut kapasite çerçevesinde Avrupa için ciddi bir gaz tüccarı haline gelebilir.

Rusya’dan Türkiye’ye aktarılan gaz miktarının artırılması sağlanabilir. Karadeniz üzerinden gelen hatlar, Kuzey Akım hatlarında yaşanan güvenlik problemlerinin yaşanmayacağı, ABD’nin kolunun da uzanamayacağı durumu ile güvenilir tedarik hattı olmaya devam edebilecektir.

Türkiye’nin Karadeniz gazını çıkarması, Orta Asya kaynaklarından ilave gaz tedariki, orta uzun vadede Türkiye’yi Avrupa için önemli kılabilir. Bunların yanı sıra, Avrupa için ana merkez olmayı hedefliyorsak, Doğu Akdeniz gaz havzasında, didişmenin, kavganın önüne geçip, çıkarılacak gaz için en uygun yolun Türkiye üzerinden olacağını, hem kabul etmemiz hem kabul ettirmemiz gerekecektir. Uzun vadede üzerinde en çok kafa yorulması ve değerlendirilmesi gereken konu bu olsa gerek.

Baştaki soruya dönelim. Putin gazı kime satacak? Kısa vadede satamayacak, ufak ufak yakmaya devam edecek. Yönünü mecburen, daha fazla doğuya çevirecek ama geliri azalacak…

Ve Türkiye; ABD müdahale edip, tamam artık, bizim yaptırımlara zarar veriyorsun diyene kadar Türkiye bu durumdan olabildiğince faydalanmaya çalışarak, ucuz ve çok gaz almaya çalışacaktır ama bu durumun çok da uzun sürmeyeceği açık...

Önceki ve Sonraki Yazılar