Enerji Günlüğü - Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakan Yardımcısı Zafer Demircan, Hidroelektrik Santralleri Sanayi İş İnsanları Derneği (HESİAD) tarafından Ankara’da düzenlenen “Türkiye Barajları ve Hidroelektrik Santralleri Zirvesi”nin ikinci gününde konuştu.
ÖZEL SEKTÖR ELİYLE BÜYÜME
Türkiye enerji sektörünün son 20 yılda, özel sektörün katılımı ve desteğiyle çok önemli ve sessiz bir başarı hikayesi yazdığını ifade eden Demircan “2012’de 32 bin MW olan toplam kurulu gücümüz şu anda 114 bin MW seviyesinde ve bu yüzde 80 oranında özel sektör tarafından yapıldı, devreye alındı. 2035 yılında Türkiye’nin kurulu gücünün 220 bin MW’lara yaklaşmasının bekliyoruz. Bunun 120 bin MW’ı yenilenebilir kaynaklardan oluşacak, bunu da özel sektör ilgisiyle yapacağız” diye konuştu.
HES’LERİ BEKLEYEN KRİTİK ROL
Yeni dönemde bir dönüşüme ve yeni söylemlere ihtiyaç duyulduğunu vurgulayan Zafer Demircan “Bu dönüşümdeki en önemli unsurlardan biri de iletim şebekesinin geliştirilmesi. Hidrolik kaynaklarımız şimdiye kadar ağırlıklı baz yük santrali sistem içerisinde bulunması dolayısıyla, iletim şebeke operatörünün şebekeyi işletmesi açısından çok daha kolay ve etkin olmasını sağlıyordu. Fakat önümüzdeki yıllarda daha ziyade kesintili kaynaklar devreye alınacağından hidroelektrik santrallerimize çok önemli bir rol düşecek” ifadelerini kullandı.
ESNEKLİK KATSAYISINI ARTTIRMAK
Zafer Demican, bugüne kadar üretim yeteneğiyle sistemde önemli bir fonksiyon gösteren hidrolik santrallerin, önümüzdeki dönemde iletim şebekesinin esneklik katsayısının artırılması yönünde çok daha büyük katkı sağlayacağı inancını dile getirdi. HES’lerde üretim ve üretim yeteneğinin kıymetinin devam edeceğini kaydeden Demircan, “Ancak iletim şebekesinin kalitesini de sağlamak anlamında en önemli enstrümanlarımız yine hidrolik tesisler olacak” dedi.
HES’LERİ YENİ DÖNEME HAZIRLAMAK
“HES’lerin yeni döneme kendisini doğru bir şekilde hazırlamasını bekliyoruz” diye konuşan Enerji Bakan Yardımcısı Zafer Demircan şöyle devam etti:
“Kuraklık dünyanın temel sorunu, Devlet Su İşleri (DSİ) bu konuda her türlü hazırlığı yapıyor. Suyun varlığının korunmasını ve sudan elde edilecek faydanın maksimize edilmesini sağlamalıyız, bu da muhakkak sektörün çok iyi bir havza optimizasyonu, havza yönetimi kültürüne erişmesiyle mümkün. Aynı zamanda dijitalleşme de sektörün kendi içerisinde ve sistemle senkronize olması açısından da çok önem arz ediyor.”
Mehmet KARA - Enerji Günlüğü / ANKARA