Geçtiğimiz Mart ayının son günlerinde Çin Devlet Şebeke Kurumunun Başkanı Liu Zhenya’dan Almanya Başbakanı Angela Merkel’e tüm dünya kamuoyunun önünde bir mesaj gitti: Sincan Bölgesi’nde rüzgar ve termal santrallerden ürettiğimiz elektriği; Almanya’ya, üstelik oradaki elektriğin yarı fiyatına ulaştırırız!
Mesajı duyan Şansölye derhal hesap makinesine mi sarıldı, yoksa çareyi Çinlilerin icadı abaküste mi aradı bilemeyiz. Fakat mesaj oldukça iddialı. Hem de gerçekleşmesi halinde tüm kuralları yeni baştan yazdırabilecek kadar... Peki ama gerçekçi mi?
BAY ZHENYA TEKNOLOJİSİNE GÜVENİYOR
Çin’in kuzeybatısındaki Sincan bölgesinden, doğudaki Şanghay’a mesafe, kuş uçuşu 4200 kilometre. Tam aksi yönde gidildiğinde ise Berlin 4900 kilometre ötede. Yani Şanghay yolundan yalnızca 700 kilometre daha uzak.
Liu Zhenya, deneyimlemekte olduğu Ultra Yüksek Voltaj (UHV-Ultra High Voltage) teknolojisi ile bu mesafeyi en etkin şekilde aşacağına kesin gözüyle bakıyor. Hatta diyor ki “İletim hatlarındaki voltaj seviyesini 1500 kV’ye çıkarıp enerjiyi 8000 kilometrelik mesafeye transfer edebiliriz.”
ÇİN’DE UHV HATLARI 7 YILDIR DEVREDE
Çin’de enerji kaynakları ağırlıklı olarak kuzeybatı-güneybatı hattı arasında kalan bölgede yoğunlaşmış durumda. Endüstrileşme ve enerji talebi ise doğu ve güney bölgelerinde. Çin’in bölgeler arası ilişkiyi dinamik tutup beklentilere cevap verebilmek için sığındığı çözümlerden biri ise UHV teknolojisi.
Çin, son 10 senedir UHV iletim hatlarının inşası üzerine yoğunlaşmış durumda. 2009 senesinden bu yana da UHV iletim hatları Çin’de devrede. Bu alanda hevesli oldukları aşikar. Devlet Şebeke Kurumunun 2020’ye kadar inşa etmeyi planladığı UHV iletim hatlarının öngörülen maliyeti ise 91 milyar dolar.
UHV’de geldikleri nokta, Çin’i okyanus ötesi yatırımlara da açıyor. 2014 yılında Brezilya hükümeti, 800 kV UHV iletim hattı için Çin’le sözleşme imzaladı. Öngörüldüğü şekilde 2017’de tamamlanması halinde hattın uzunluğu 2000 km’ye ulaşmış olacak.
Dünyanın ilk 1100 kV UHV DC (Ultra Yüksek Voltaj Direkt Akım) iletim hattı projesi de yine Çin’de. Ocak 2016’da başlayan projenin 2018’de tamamlanması planlanıyor. Söz konusu hattın iletim kapasitesi 12 milyon kW, uzunluğu ise 3300 km!
Görünen o ki, uzak mesafeler Çin için sorun değil.
Ya transfer edilecek enerji?
Çin, 2015’te rüzgar ve güneş enerjisine 103 milyar dolar yatırım yaptı. Uluslarası Enerji Ajansı’na (IEA) göre Çin, 2020 hedefleri arasında yer alan enerji talebinin yüzde 15’ini fosil dışı yakıtlardan karşılamaya da epey yakın. Bu oranı daha şimdiden, yani 2015 sonu itibariyle, yüzde 12’ye ulaştırmayı başardı. Fakat bu esnada yetersiz şebeke bağlantılarından dolayı kaybedilen miktar da rekor kırdı; 33.9 milyar kilovat saat! Diğer bir deyişle rüzgardan üretilen toplam enerjinin yüzde 20’si. İşte Çin’in bu kayıp elektriği bir an önce pazara entegre etmesi gerekiyor.
Çinliler son 10 sene içinde herkesin gözü önünde enerji arzını artırmaya yönelik önemli yatırımlar yaptı. Bu çalışmalar hala devam ediyor. Fakat inşası süren baraj ve nükleer santrallerden, önümüzdeki 10 senede elde edilecek elektrik ile birlikte ülkenin giderek büyüyen bir arz fazlası ile karşı karşıya kalması bekleniyor.
YATIRIMLAR FİYATLARIN DÜŞMESİ İÇİN
Resim net, işte bu yüzden Çin de, ürettiği elektriği en verimli şekilde yönetip yönlendirebilmek için şebeke yatırımlarını önemsiyor. Geçen sene şebeke altyapı inşası için harcamış oldukları rakam 73 milyar dolar.
Süregelen alt yapı çalışmaları sayesinde, 2005-2025 döneminde enerji tedarik maliyetlerini yüzde 20 oranında düşüreceklerini hesaplıyorlar. Bu da tam 200 milyar dolarlık bir rakama tekabül ediyor. Yani Zhenya’nın düşük elektrik fiyatı iddiası, sağlam bir arka plana dayanıyor.
İLK ADIM ASYA YATIRIMLARI
Geçtiğimiz Mart ayının son günlerinde Çin; Kore Elektrik Üretim Şirketi, Japon Softbank Grup ve Rus enerji şirketi Rossetti ile bir grup anlaşma imzaladı. Bu anlaşmaların amacı, 2030 yılında Asya ülkeleri arasında elektrik ticaretine olanak sağlamak. Asya-Pasifik ülkelerinde enerji talebinin 2035 yılına kadar iki kat artması öngörülüyor.
Bu anlaşmalar yalnız Asya için atılmış adımlar değil, vizyonlarında 2050’de Avrupa’nın da içinde yer aldığı kıtalararası, diğer bir deyişle “global” şebeke bağlantılarına yol açmak var.
KÜRESEL EKONOMİYLE BİRLEŞME: YENİ İPEK YOLU
Gelelim bir diğer meseleye... Son zamanlarda Çin ekonomisinden gelen rakamlar pek de iç açıcı değil. Ekonomisindeki yavaşlama Çin’i, işgücü pazarını hareketlendirecek yeni arayışlara itti. Özellikle milyonlarca iyi eğitimli mezun için iş yaratmak zorundalar.
2013 yılında Çin Devlet Başkanı Xi Jinping Yeni İpek Yolu’nu ilan etti. “Tek Bölge, Tek Yol” adıyla da 2015’ten beri sıkça gündemde olan bu girişiminin amacı, Avrupa ve Asya ekonomilerini altyapı, ticaret ve yatırım ağıyla birbirlerine bağlamak. Çin bir yandan kendisine yeni iş imkanları yaratırken bir yandan da küresel ekonomiyle birleşmeyi sağlayacak.
Çin Yatırım Bankası, sözünü ettiğimiz projelerin destekçisi. Yeni İpek Yolu bölgesi için rezervde bulundurdukları finansman miktarının, 890 milyar dolardan fazla olduğunu açıkladılar.
Çin’in bu girişimleri için iki de yeni finans kuruluşu devreye sokuldu. Asya Altyapı Yatırım Bankası (AAYB) ve İpek Yolu Fonu. Asya Altyapı Yatırım Bankası’nda Türkiye de kurucu üye olarak yer alıyor.
Fakat kapsam çok büyük. Asya Yatırım Bankası’nın (AYB) öngörüsü sadece Asya Kıtası’ndaki altyapı yatırımları için 2020 yılına kadar yılda 750 milyar dolarlık bir finansman gerekeceği yönünde. Bugüne kadar Dünya Bankası ile aralarında taahhüt ettikleri fonun büyüklüğü ise yalnızca 30 milyar dolar.
MERKEL SANA SÖYLÜYORUM YATIRIMCI SEN ANLA
Zhenya’nın mesajının gerçekçi olup olmadığına dönecek olursak... Çin’in Avrupa’ya elektriği yarı fiyatına taşıyıp taşıyamayacağını zaman net bir şekilde gösterecek. Fakat Zhenya’nın Merkel’e gönderdiği mesajla tüm dünyanın ve en önemlisi yatırımcıların dikkatini bir kez daha Çin’e çekmeyi başarması...
İşte o su götürmez bir gerçek!