Şeyl gazı dünyanın giderek artan enerji ihtiyacını karşılamada yeni bir umut olarak görülüyor. Şeyl gazı üretimini gerçekleştiren tek ülke olan Amerika, en çok da enerjide dışa bağımlılığını azaltma ve kendi kaynaklarını yaratma adına Şeyl gazına yönelmiş durumda. Ülkemiz de dâhil olmak üzere, Avrupa ülkeleri de rezerv belirleme çalışmalarını hızlandırmış ve hevesle bu konuyu gündemlerine almış durumdalar.
Daha önceki yazılarımdan birinde, Şeyl gazını ele almış ve şeyl gazı çıkarmada kullanılan teknikten bahsetmiştim.Son derece pahalı ve zahmetli olan bu teknikte çatlatma için kullanılan su miktarının kabul edilemeyecek kadar çok olması, çatlatmanın daha etkili olması için suya karıştırılan kimyasallar ve çatlatma esnasında serbest kalan metan gazının yarattığı tehlike çevrecilerin eleştirdikleri genel konular.
Çatlatma tekniğinin bilinen bu zararlarının yanında, gıda üretimi ve çiftçiler için anlamının ne olduğu tartışılmaya başlandı.
‘ The Independent’gazetesinde yayınlanan Andrew Wasley imzalı yazıda bu konu ele alınmış. Buna göre, yapılan son araştırmalar çatlatma tekniğinin yaşamı doğrudan doğruya etkileyen korkutucu sonuçlarını ortaya çıkarır nitelikte. Cornell Üniversitesi Moleküler tıp uzmanı Profesör Robert Oswald’a göre, şeyl gazı sondaj çalışmalarının yoğun olduğu yerlerdeki çiftliklerde yaşayan hayvanlarda ciddi boyutlarda mide ve bağırsaklarla ilgili, nörolojik ve üreme sorunları - ölü doğumlar, yeterli süt üretememe – , hatta ölümler görülüyor.
Hidrolik çatlatma ile çiftlik hayvanlarının hastalıkları ve ölümleri arasında bir bağlantı olduğu görüşü, altı farklı federasyondan 24 çiftlikten topladıkları kanıtlara dayandırılıyor. Louisiana’da 17, Pensilvanya’da 70 ineğin çatlatma suyu ile temas ettikten sonra öldüğü bilgisi de çarpıcı bir kanıt olarak gösteriliyor. Pensilvanya’da çatlatma suyunun biriktiği bir çukurdan su içen sürüde, yüzde elli oranında ölü doğum vakasının görüldüğü, yine sürüde anormal cinsiyet vakaları görüldüğü bilgisi veriliyor.
Çatlatma tekniğinde kullanılan suyun içine hangi kimyasalların karıştırıldığının kamuoyuyla paylaşılması gerektiğini,havayı, suyu ve toprağı kirleten bu yöntemin çevreye ve dolayısıyla tüm canlılara geri dönülemez zararlar vereceğini söyleyen Oswald,hala bu çiftliklerde mandıra ürünleri, sebze, yumurta ve et üretildiğini ve herhangi bir test yapılmadan tüketime sunulduğuna da dikkat çekiyor. Oswald, aynı teknolojiyi kullanan İngiltere’yi de bu konuda uyarıyor. Daha derin araştırmalar yapılıp sonuçları açıklanana kadar çatlatma faaliyetlerini durdurması gerektiğini söylüyor.
Yetkililerin yapılan bu araştırmaları bilimsellikten uzak - politik olarak değerlendirmeleri ve bu konuda çevreye duyarlı düzenlemelerin olduğu açıklamaları, sondaj çalışmalarının yoğun olduğu Batı Sussex’de bir kadının sırtına ‘ öldürücü bir enjektör’ sloganı yazılı bir enjektör saplayarak protesto etmesini ne yazık ki engelleyemiyor.
YAZARLAR
Sabiha KÖTEK
- Çatlatmalı sondaj öldürür mü iyileştirir mi?
Önceki ve Sonraki Yazılar