1. YAZARLAR

  2. Özdilek COŞKUN

  3. Binlerce akaryakıt istasyonu neden satılık?
Özdilek COŞKUN

Özdilek COŞKUN

Yazarın Tüm Yazıları >

Binlerce akaryakıt istasyonu neden satılık?

Geçenlerde bindiğim bir taksinin şoförü bana ‘swap’ işlemlerinin nasıl yapıldığını ayrıntılarıyla anlattı. Taksiciyi dinleyince brent petrol fiyatını yakından takip eden nakliyeci arkadaşımı hatırladım.

O arada kendi kendime söylendiğimi fark ettim: Vale görevlisi bir arkadaşımız ‘CDS’ler (Si-Di-Es) neden hızla düşüyor diye sorarsa şaşmamalı!

Dijitalleşmenin bugün geldiği noktada bilginin ışık hızıyla yayıldığı zamanları yaşıyoruz. Bu durumdan etkilenmeyen sektör yok neredeyse...

Türkiye akaryakıt sektörü de bilgi ve haberin yayılma hızı konusunda birçok sektörü geride bırakacak dinamiklere sahip. Bu dinamiklerin başında WhatsApp yazışma grupları ile PETDER, PÜİS, EPGİS, TABGİS gibi sektörel örgütler geliyor.

Yaklaşık 250 milyar TL (40 milyar USD) ciro, 13 bin akaryakıt istasyonu, 100’e yakın dağıtım şirketi, 200 bin çalışan ile akaryakıt sektörü 25 milyon araç sahibine hizmet veriyor. Hem de gerek görsel standartları gerek teknolojik donanımı gerekse güvenlik, kalite gibi konularda Avrupa’nın hatta dünyanın sayılı ülkeleri arasında boy göstererek yapıyor bu işi. Her anlamda öncülüğünü gözler önüne seriyor, yüksek standartlarını da sürekli geliştiriyor.

Kanımca akaryakıt sektörünün takdire şayan bu özellikleri, gelinen noktadaki finansal ve iktisadi sıkıntılardan dolayı önemsiz hale geliyor. Binlerle ifade edilecek sayıda akaryakıt istasyonu satılık. Belki yüzlerce hatta binlercesi de devren kiralık.

Akaryakıt ana dağıtım şirketleri ise son günlerde sıkça akaryakıt istasyonu kiralamaktan vazgeçtiklerini dile getiriyor. Neden diye sorduğumuzda ‘işletecek bayi bulamıyoruz’ cevabıyla karşılaşıyoruz.

Dağıtım şirketleri, 2010 yılında Rekabet Kurumu’nun sektöre yaptığı müdahale sonrası bayileri ile aidiyet duygusunun kalmadığını, bayilik anlaşma sürelerinin beş yıla indirilmesinin sürdürülebilir ticareti zedelediğini dile getirdiler.

İstasyon sahipleri ise yenilenen 5 yıllık anlaşmalar sırasında aldıkları hibelerin bir anlamının kalmadığını söylüyor. Çünkü istasyonculara göre dağıtım şirketleri hibe, intifa ya da kira bedeli olarak verdikleri tutarları çeşitli yöntemlerle fazlasıyla geri aldı ya da alıyor. Örneğin, kar marjlarının ikmal noktaları bazında coğrafi olarak oldukça farklılık arz ettiğini, dağıtım karı bölüşülürken bayilere kalan bölümün çok azaldığı da sıkça dile getiriliyor. Yazının başında söz ettiğim sosyal medya mecraları ile STK toplantılarında bu durumlar sıkça dillendiriliyor.

İSTASYONLAR VERGİ DAİRESİ GİBİ

ÖTV, KDV, kurumlar vergisi, gelir vergisi ve stopajların toplamına bakıldığında ülkenin önemli dinamiklerinden biri konumundaki akaryakıt sektörü tabiri caizse vergi daireleri gibi çalışıyor. Tahakkuk eden tüm vergilerin neredeyse yüzde 25’i bu sektör tarafından tahsil ediliyor.

Ülke ekonomisine bu denli önemli katkı sağlayan ve istihdam yaratan akaryakıt sektörünün tüm paydaşları üzerine düşen görevleri eksiksiz yerine getirmeli. Devlet, kurumları vasıtasıyla doğru regülasyonlar oluşturarak sürdürülebilir bir ticari ortamın oluşmasını sağlamalı ve düzenli kontroller yapmalı.

Dağıtım şirketlerinin tamamının yarattığı faaliyet karının toplamı, bankacılık sektöründeki bir iki banka kadar olmasa da bayileri olmadan bu ticareti sürdüremeyeceğini unutmamalı. Dağıtıcılar, bayilerinin sadece 5 yılda bir hibe para dışında para kazanmadığı, kendi istasyonunda emanetçi sıfatlı birine dönüştüğünü gözden kaçırmamalı.

Bayiler ise dağıtım şirketleri ile yapacakları anlaşmalarda sadece alacakları hibe rakamını konuşmamalı. Anlaşma süresi boyunca oluşacak ticaretin tüm detaylarını müzakere etmeli. Sormalı, öğrenmeli ve akit altına alarak kendileri açısından sürdürülebilir bir ticaretin koşullarını oluşturmalı.

Günümüz koşullarında arsa bedelleri, tüm inşa ve imalatlar ile yasal izin ve ruhsatlar toplamı olarak düşünüldüğünde en ücra noktadaki bir akaryakıt istasyonu bile 5 milyon TL’ye mal oluyor. En düşük satış potansiyeline sahip bir akaryakıt istasyonunda bile cirolar milyon TL’ler ile ifade ediliyor. En küçük akaryakıt istasyonunda bile en 3-5 insanımıza istihdam sağlanıyor. Her istasyonumuz civarındaki bankaları, marketleri, tüm işyerlerini pozitif anlamda etkiliyor. Dolayısıyla, bu kadar çok istasyonun satılık olması, 20, 30 ya da 40 yıllık bir çok bayinin sektörden çıkmak istemesi üzücü. 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar