Enerji Günlüğü - Enerjisa Üretim AŞ. CEO'su İhsan Erbil Bayçöl, rüzgarda Ulusal Enerji Planının ötesinde agresif hedeflerin peşinde koşulabileceğini belirterek Türkiye’nin her yıl en az 3000 MW rüzgar santralini hayata geçirebileceğine inandıklarını kaydetti.
Enerjisa Üretim AŞ. CEO'su İhsan Erbil Bayçöl, Enerji Günlüğü ile rüzgar enerji sektörü ile ilgili beklenti, öneri ve görüşlerini paylaştı. Türkiye’nin rüzgarda da güneşte de bütün kapasitesini kullanmadığına dikkat çeken Bayçöl, Türkiye’nin her yıl en az 3000 MW rüzgar santralini hayata geçirebileceğine inandıklarını belirtti. Bayçöl, “Rüzgarda çok büyük kazan-kazan denklemleri çıkabilecek diye düşünüyoruz. Daha fazla yenilenebilirin hayata geçmesiyle Türkiye rekabetçi bir elektrik fiyatını elde etmiş olacak. Aynı zamanda bütün dünya pandemi sonrası ve Rusya-Ukrayna savaşı sonrası yenilenebilire yatırım yaparken Türkiye kendisini dünyanın yenilenebilir ekipmanlarda ana tedarikçisi olarak konumlanmış olacak. Kesinlikle her mücadele verilmeli ki her yıl 3000 - 5000 MW’ın üzerinde rüzgar santralini hayata geçirelim” açıklamasında bulundu.
“ULUSAL ENERJİ PLANI HEDEFİNE MİNİMUM DİYE BAKALIM”
Bayçöl, yıl sonunda yayınlanan Ulusal Enerji Planı ile 2035 için Türkiye’nin artık neyi hedeflediğinin bilindiğini ifade ederek sözlerini şöyle sürdürdü:
“Biz şunu iddia ediyoruz. Türkiye orda yazanların daha ötesinde agresif hedeflerin peşinde koşabilir. Ne olur ulusal enerji hedefine hep beraber minimum diye bakalım, onun çok daha ötesindekini hayata geçirelim.”
“YEKA2’NİN TÜM SORUMLULUĞUNU ALDIK”
Enerjisa Üretim’in rüzgarda gururla paylaşabileceği bir adım attığını ve Enercon ile anlaşarak YEKA2’nin 1000 MW’lık rüzgar santralinin tamamının sorumluluğunu aldığını belirten Bayçöl, “O ihalede aslında Enerjisa Üretim iki bölge için başarılı olmuştu. İki bölge için de önemli rüzgar türbini tedarikçisi Enercon başarılı olmuştu. Biz Enercon ile bir anlaşmaya vardık ve 1000 MW’ın tamamının sorumluluğunu aldık. Enercon da bu türbinlerin tedarik sorumluluğunu almış oldu” dedi.
“TÜRKİYE AVRUPA’NIN ANA TEDARİKÇİLERİNDEN BİRİ OLARAK KONUMLANIYOR”
Burada 1000 MW’ın çok ötesinde herkese değer yaratan, bütün ekosisteme değer yaratan bir denklem olduğunu kaydeden Bayçöl, şöyle devam etti:
“Bu türbinlerin çok önemli ekipmanları, büyük oranda Türkiye’de İzmir ve civarında üretiliyor olacak. Bu coğrafyada 25 binden fazla insan rüzgar türbinleri ekipmanlarının imalatı için çalışıyor. Aynı zamanda bu ekosistemde bir dolu mühendislik faaliyetlerini yürüten şirketlerimiz var. 1000 MW’ın yatırımı bir taahhüt altına girilerek artık somutlaştırılınca bu ekosistemdeki bütün oyuncular elbette kendilerini daha güçlü hissettiler. Ve bu 1000 MW’lık siparişin verilmiş olmasından dolayı artık hem Türkiye’de yatırım maliyetleri açısından daha rekabetçi rüzgar türbini üretilebiliyor, aynı zamanda da Avrupa’nın ana tedarikçilerinden biri olarak Türkiye’yi konumlandırmış oluyor. Bu hususlar bence çok kıymetliydi. Burada Enerjisa Üretim bir lidere yakışacak ve bir liderin atması gereken adımı atmış oldu. Hatta kendi faydasının çok daha ötesinde sisteme faydayı düşünerek bir adım atmış oldu.”
“KULE VE KANAT ÜRETİMİNİN ÖTESİNE GEÇİLDİ”
Rüzgarda kule ve kanat üretiminin ötesine de geçildiğini ve bundan dolayı da çok mutlu olduklarını kaydeden Bayçöl, “Bizim 1000 MW’lık yatırımımızın tamamının bütün generatörü tamamen Türkiye’de üretilecek. Şimdi kule ve kanat dışında artık generatör ve diğer kalan kritik elektrik ekipmanları, mekanik ekipmanların hepsi için de üretim adresi oldu Türkiye. Ama şöyle bir sıkıntımız vardı. Son 3-4 senedir çok az rüzgar kapasitesi devreye girdiği için bu tesisler sipariş alamıyorlardı ve geleceğe endişeyle bakıyorlardı. Sanırım YEKA2 adımıyla biz bir defa bu güvenceyi oluşturmuş olduk. Şimdi bunun üstüne de koyabilme fırsatı yakaladık. İnşallah hep beraber, bütün ekosistem, kamu, özel sektör el ele vererek daha agresif hedefleri koyabilirler.”
Sabiha KÖTEK - Enerji Günlüğü/Adana