Enerji Günlüğü - TÜREB Başkanı Mustafa Serdar Ataseven, Türkiye offshore rüzgar sektörünün önümüzdeki dönemde gelişeceğini belirterek, kurulacak ilk offshore rüzgar yatırımlarının 3 milyar doları geçeceğini kaydetti.
Avrupa Rüzgar Enerjisi Birliği (WindEurope) ve Türkiye Rüzgar Enerjisi Birliği (TÜREB), yenilenebilir enerji sektöründe bağımsız teknik danışmanlık hizmeti sunan Brüksel merkezli 3E işbirliğiyle düzenlenen Türkiye’deki offshore rüzgar enerjisine yönelik çalıştayın açılışında konuşan TÜREB Başkanı Mustafa Serdar Ataseven, Türkiye’nin rüzgar enerjisi potansiyelinin karada olduğu kadar denizde de son derece yüksek olduğuna vurgu yaptı. 23 Ekim saat 12’ye kadar Türkiye’nin ilk offshore rüzgar enerjisi santralleri için 1200 MW’lık kapasitede müracatların tamamlanacağını kaydeden Ataseven, Türkiye kıyılarının bir kaç kilometrenin ardından birden derinleştiğine dikkat çeken Ataseven bu nedenle rüzgar yatırımlarının daha pahalı olduğunu ve 1200 MW kapasiteli ilk yatırımların 3 milyar doları geçeceğini ifade etti.
Offshore rüzgar enerjisi teknolojisinde teknolojik yeniliklerle birlikte maliyetlerinn düşüp yatırımların önümüzdeki süreçte artacağını kaydeden Ataseven, son olarak İngiltere karasularında kullanılan floating rüzgar türbinlerini örnek olarak verdi.
Türkiye’nin özellikle son yıllarda mega projelerle gündeme geldiğini ifade eden Ataseven, geçen yıl rüzgarda 5 milyar dolar değerinde toplam 4000 mw kapasite tahsisi yapıldığını ve Türkiye rüzgar kurulu gücünde Temmuz ayı itibariyle 7012 MW’a ulaştığını belirtti.
Yapılacak ilk offshore rüzgar ihalesi için açıklanan şartnameye'de değinen Ataseven, "Burada 1,200 megavatlık bir projeden bahsediyoruz. Yüzde 60 yerli ekipman, yüzde 80 Türk mühendis şartı bulunuyor. 23 Ekim’de son başvuruları alınacak 1,200 megavatlık offshore rüzgar enerjisi santrali de 3 milyar doların üzerinde bir yatırım hacmi ortaya çıkarıyor. Bununla birlikte, Türkiye’de kısa bir sürede sadece rüzgar enerjisine 10 milyar doların üzerinde bir yatırım yapılmış olacak. Türkiye'de kıyılarımız Kuzey Denizi'nde olduğu gibi 15-20 metre derinlikte değil, kıyı derinlikleri 75 metreden başlıyor. Bu da oldukça maliyet artıran bir unsur ama bunun da çözümü floating (yüzen) santral teknolojisi olabilir. Bunu da yarışmaya giren şirketler değerlendirecektir" dedi.
RÜZGARDA İLAVE KAPASİTE AÇILMALI
“Bundan sonra da rüzgar yatırımlarının hem onshore hem offshore’da hızla ilerleyeceğini öngörebiliriz” diyen Ataseven, gerekli hazırlık ve izin süreçlerinin ardından rüzgar yatırımlarının nereden bakılırsa bakılsın üç dört yıllık bir süreci kapsadığını kaydetti. Ataseven, “Özellikle 1100 MWa ulaşan ilave kapasitenin açılması gerektiğini düşünüyoruz. İşletmede olan RES’ler aynı iletim hattını kullanarak ilave kapasite hakkına sahipler. İlave kapasiteden kastımız bu.” dedi.
Rüzgar yatırımlarında da istikrarın önemli olduğunu ve yeni başkanlık sistemiyle birlikte daha önce izin süreçlerinin sadeleştirilip kısaltılması gibi bazı taleplerinin karşılanacağını beklediklerini kaydeden Ataseven, önümüzdeki dönemde rüzgar endüstrisinin ithalatını da yapabilecek konumda olunacağını ifade etti.
Sabiha Kötek - İstanbul