Enerji Günlüğü - FullCharger Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı Osman Ataman, elektrikli araç şarj istasyonlarında enerji arz-talep güvenliği ile ilgili altyapıya sahip olmanın Türkiye’nin gelecekteki temel konusu olacağını söyledi.

Elektrikli araçlar için anahtar teslim şarj hizmeti sunan FullCharger'in Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı Osman Ataman, elektrikli araç şarj istasyonları sektörüne ilişkin yaşanan gelişmeleri ve gelecek projeksiyonlarını Enerji Günlüğü'ne değerlendirdi.

Ataman, şarj istasyonlarının yönetilebilir ve kullanıcıyla haberleşebilir hale gelmesinin önemli olduğunu vurguladı. Akla asıl gelmesi gereken ama esasında kimsenin aklına gelmeyen esas noktanın enerji arz-talep ve güvenliği ile alakalı altyapıya sahip olmak olduğuna dikkat çeken Atalay, “Hepimizin bildiği klasik bir şey var;  gece enerji tüketimi ile gündüz enerji tüketimi aynı değil. Gece üretilen enerji kullanılsın diye fiyatını daha ucuz yapmıyorlar mı, teşvik etmek için! Dolayısıyla istasyonları yönetebilir ve kullanıcılarıyla da haberleşebilir duruma sahipseniz, arabayı gece şarj ederek, ülkede boşa giden enerjinin de verimli hale gelmesini sağlayabilirsiniz. İkincisi; mesela  bir dağıtım merkezi coğrafyasında oradaki trafo 1000 kilowattlık ama ben buraya 50 kilowattlık 30 tane istasyon kurdum . Toplam 1500 kilowatt yapıyor.  Aynı anda hepsinin geldiğini düşünün. Haberleşme yazılım sistemin buna müsaitse şu olur; 21. istasyondan itibaren sistem yani 1000 kilowatta devre dışı bırakabilir. Veya sistem 50 kilowatı, 32 kilowata indirir. Hiçkimse hizmet almıyor durumunda olmaz. Bunu yapabilmek için şebeken olacak, haberleşecek ve yazılım ile yönetebilir durumda olacaksın. Şu anda bizim dışımızda hiçbir şirket bunu yapabilecek durumda değil. FullCharger dışında hiçbir şirket enerji arz-talep ve güvenliği ile alakalı altyapıya henüz sahip değil. Biz onların da sahip olması sürecini açmış olacağız. Çünkü bu Türkiye’nin de bir meselesi olacak. Bugünün konusu değil ama gelecekteki temel konu bu olacak.” dedi.

ŞARJ İSTASYONU İŞLETMESİNDE AYRI BİR MEVZUATA İHTİYAÇ YOK

Şarj istasyonu kurma ve işletme ile alakalı ayrı bir mevzuata ihtiyaç olmadığını kaydeden Ataman, “İstasyonu kim kuruyor kim işletiyor olursa olsun istasyona gelen enerji lisanslı, dağıtım şirketi lisanslı, istasyon zaten TSE ve benzer kurumların sertifikasyonlarına sahip olacak. Yani lisans açısından bir eksiklik yok. Ancak toplamda çok farklı kentlerde farklı noktalarda yüzbinlerce istasyonun yönetilebilir olmasından bahsediyoruz. Yönetilebilir olması denildiği zaman da akla ilk şu geliyor; tüketici oradan aldığı elektriği enerjiyi fiyatlamasını, faturalamasını istasyondan doğru ve düzgün şekilde vergi mevzuatına uygun şekilde, tüketicinin hakkını korur şekilde yapabilecek mi? İnsanın aklına ilk başta bu geliyor.” İfadesini kullandı.

GECE YAVAŞ ŞARJ KULLANILABİLİR

Elektrikli araçlarda şarj olayını aynı cep telefonlarındaki gibi düşünmek gerektiğini belirten Ataman, “Kullanmadığınız zamanlarda şarja takıp doldurmak gerekiyor. Böylece zamandan ve elektrik tarifesine göre paradan tasarruf sağlamak mümkün. İşte böyle yapılan şarjlarda yavaş şarj kullanılabilir. Aracınız  siz uyurken gece boyunca 8-10 saatte tam şarj olur. Ama bir de menziliniz azaldığında acil şarja ihtiyacınız olan durumlar vardır. İşte burada hızlı şarj devreye giriyor. En yakın hızlı şarj istasyonuna gidip 30 dakika ile 1 saat içinde tam şarj yapabiliyorsunuz. Bu arada da beklerken kendinize bir kahve molası verebilirsiniz.

ARAÇ ŞARJI KULLANICININ HAYAT TARZINA BAĞLI OLACAK

Elektrikli araç kullanıcılarının ev, işyeri, alışveriş merkezleri veya otopark gibi alanlarda yakıtlarını temin edebileceklerini, bunun da araç kullanıcılarının arabaları ile olan yaşam ilişkisini daha basite indirgeyeceğini söyleyen Ataman, benzin almak için trafiğe çıkıp sıra bekleme gibi problemlerin ortadan kalkacağını, araç şarjının kullanıcının hayat tarzı ile bağlantılı olacağını belirtti. Ataman, ''Altyapı sağlayıcıları için ise, öncelikli olarak elektrikli araçların şarjı için gerekli elektrik üretiminin ve trafo, kablolama gibi unsurların yeniden gözden geçirilip eskiyen altyapıya önemli miktarda yatırım yapmaları gerekecektir. Aynı zamanda akıllı yollar, kendi elektriğini üretebilen asfalt ve benzeri konularda Ar-Ge’nin gelişmesi ve bu yeniliklerin hızla hayata geçmesi de gerekecektir'' dedi.

OTOBÜS VE KAMYON ŞARJ ALTYAPISI İÇİN ÇALIŞMALAR DEVAM EDİYOR

FullCharger'in faaliyetleri hakkıda da bilgi veren Osman Ataman, ilk elektrikli araç şarj istasyonlarını; Nisan 2010’da İstanbul Büyükşehir Belediyesi Saraçhane otoparkında açtıklarını, bugüne kadar aralarında Başbakanlık, Bilim Sanayii ve Teknoloji Bakanlığı, İstanbul, İzmir, Kocaeli, Antalya gibi Büyükşehir Belediyeleri, Konya Valiliği, İSPARK, İzelman, Emlak Konut gibi kuruluşların yer aldığı kurumlara ve sürücülere 524 şarj istasyonu kurduklarını belirtti. Ataman, özellikle yüksek enerji aktarımı yapabilen, otobüs ve kamyon şarj altyapıları için ‘teknoloji transferi‘ işbirliği ile şarj istasyonu üretimi için 2 uluslararası anlaşma imzaladıklarını, fizibilite ve geliştirme çalışmalarının devam ettiğini aktardı.

Ataman, ''FullCharger, öncelikle Türkiye’nin her yerine elektrikli araç şarj hizmetini götürecek. Kapsama alanı eksiksiz bütün Türkiye olacak. Bunun için FullCharger, yatırımın ilk üç yılında Türkiye’nin 50 bin üzeri nüfuslu toplam 334 merkezine ulaşmayı hedefledi'' dedi.

'YÜKSELEN VE YENİLENEN HER BİNANIN OTOPARKINI BU GELECEĞE HAZIR EDECEĞİZ'

En yüksek kapsamı alanı bulunan hızlı şarj istasyon ağını kurmak, erişim kolaylığı sağlamak için detaylı hazırlanmış bir yerel iş ortaklığı modelleri bulunduğunu ifade eden Ataman, ''Uzman şarj altyapıları proje şirketi olarak da ‘şarj sihirbazı‘ , ‘smart & green shops‘ ve ‘yetkili proje ofisi‘ gibi uygulamalarla yükselen ve yenilenen her binanın otoparkını bu geleceğe hazır edeceğiz'' diye konuştu.

HENÜZ İŞİN ÇOK BAŞINDAYIZ

2017 sonu itibariyle dünyada kurulu kullanıma açık elektrikli araç şarj istasyonu sayısının yaklaşık 500 bin adet olarak tahmin edildiğini, kişisel kullanım ya da kurumların kendi araçları için aldığı kısıtlı kullanım istasyonları da eklendiğinde sayının 2 milyon 300 bine çıktığını söyleyen Ataman, Türkiye’de ise kullanıma açık istasyon sayısının 150 civarında olduğunu, kişisel istasyonlar ve kurumların kendi kullanımı için aldıkları istasyonlar ile sayının 1500'e yükseldiğini belirtti.

Ataman, ''Türkiye’de 2017 yılında satılan toplam elektrikli araç sayısının 4.500 civarında ve bunların sadece 77’sinin tam elektrikli diğerlerinin ise ağırlıklı olarak şarj edilemeyen hibrit olduğunu düşünürsek, henüz işin çok başında olduğumuz söylenebilir. Yapılan tahminlere göre dünyada elektrikli araç parkı sayısının 2020 yılına kadar 25 milyona ulaşması bekleniyor. 2014 yılında 1 milyon adedin üzerinde bulunan şarj istasyon sayısının da 2020 yılında 12,7 milyon adedin üzerine çıkacağı öngörülüyor. Elektrikli arabanın yaygınlaşması tamamen elektrikli şarj istasyon sayısının artması ile doğru orantılı gelişmektedir'' dedi.