1. HABERLER

  2. SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK

  3. Ankara’da temiz su için dava

Ankara’da temiz su için dava

Enerji Günlüğü - TMMOB Şehir Plancıları Odası Ankara Şubesi, Ankaralılara temiz su verme kapasitesine sahip Bayındır Barajı’ndaki yapılaşmaya izin...

Ankara’da temiz su için dava

Enerji Günlüğü - TMMOB Şehir Plancıları Odası Ankara Şubesi, Ankaralılara temiz su verme kapasitesine sahip Bayındır Barajı’ndaki yapılaşmaya izin verilmesine karşı dava açtı.

TMMOB Şehir Plancıları Odası Ankara Şubesi bir basın açıklaması yaparak, son dönemde oldukça yoğun gündeme gelen Ankara’da yaşanan susuzluk ve temiz suya erişim sorunlarının en önemli nedeninin ülkemizde geniş kitlelerin temel insani ihtiyaçlarını görmezden gelen kar odaklı gelişme politikaları olduğuna dikkat çekerek, bunun en somut örneği olarak işaret ettiği, temiz su temin etme kapasitesine sahip Bayındır Baraj havzasının sadece rant yaratmak amacıyla yapılaşmaya açılmasını eleştirdi.

Açıklamada, Bayındır Barajı havzasına ilişkin imar planı değişikliğine dava açıldığı belirtilerek, “Odamızın temsil ettiği kamusal ilkeler doğrultusunda Bayındır Barajı havzasına ilişkin imar planı değişikliğine dava açılmıştır. Bundan sonraki süreçte de Ankara kentine ve kentlillerin kamusal çıkarlarına aykırı olacak her kentsel müdahaleye müdahil olacağımızı açıklamakla birlikte; Ankara kentini yöneten siyasi iradeyi acil olarak Ankara kentinin su kaynakları üzerine belirli kesimlerin değil gerçek anlamda kentin bütününe yönelik kamusal çıkarları gözeten, kısa vadeli değil uzun vadeli planlarla, suyu rant yaratma nesnesi olarak değil geniş kesimlerin üzerine erişim hakkının olduğu kamusal bir değer olarak görecek planlama çalışmaları yapmaya davet ediyoruz. Aksi takdirde gelecek günlerde Ankara kentinde yaşanan susuzluk probleminin çok daha büyük ölçekte ve tehlikeli sonuçlar yaratacağını kamuoyuna bildiririz.” denildi.

Basın açıklamasında şu ifadelere yer verildi:

"Ankara kenti ülkemizde birçok şehirde de yaşanan susuzluk (temiz suya erişim) problemi ile karşı karşıyadır. Bu durumun en önemli sebebi ülkemizde geniş kitlelerin temel insani ihtiyaçlarını görmezden gelen kar odaklı gelişme politikalarıdır. Tek hedefi sermaye kesiminin kar oranlarını artırmak olan bu politikalar neticesinde kirlilik ülke genelinde artmış ve doğal çevreyi tehdit eden boyutlara varmıştır. Ülkemizdeki birçok nehir, deniz, göl ve kimi zaman tarım alanları bugün yoğun kirlilikle karşı karşıyadır. Her biri esasen temel insani ihtiyaçlarımızı karşılamak üzere dikkatle korumamız gereken tüm bu alanlar sermaye kesiminin bedelsiz kullandığı çöp alanları haline getirilmiştir.

Şehirlerimizde de geniş toplum kesimlerinin çıkarlarını hiçe sayan ve rant odaklı planlama pratikleri neticesinde dere yatakları, birer birer kapatılmış, kent içerisinde yer alan sulak alanlar yapılaşmaya açılarak yoğun kirlilik baskısı ile karşı karşıya kalmıştır. Geçmişte su zengini olduğumuz yönündeki söylemlerin yanlış olduğu, son yıllarda trajik şekilde ortaya çıkmıştır. Ülkemizin olduğu gibi Ankara kenti de susuzluk (temiz suya erişim) problemi ile karşı karşıyadır. Ancak görülmektedir ki Ankara’yı 20 yıldır yöneten zihniyet, geçen süre zarfında bu problemi hiçbir şekilde birincil gündem maddesi olarak ele almamıştır. Geniş kitleleri ilgilendiren bu soruna çözüm aramak yerine susuz başkentte yapay kanal projesi, Ankapark, prestij konut projeleri, yol genişletme çalışmaları, kent girişleri gibi sadece rant yaratmak hedefi ile ele alınan projeler Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin önceliği olmuştur.

Ankara’nın değişik bölgelerinde sadece yüksek gelir grubuna yönelik hazırlanan projeler ile rant yaratmak istenmektedir. Bu noktada Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı tarafından hazırlanan “Mamak İlçesi Bayındır Barajı Mavi Göl Kuzeydoğu Planlama Alt Bölgesine ilişkin 1/25000 ve 1/5000 ölçekli Nazım İmar Planı Değişikliği” yaşanan susuzluk (temiz suya erişim) probleminin kuraklık diye adlandırılan meteorolojik bir olay olmadığını, bilinçli ve yanlış bir politikanın sonucu olduğunun en net örneğidir. Geçmişte Ankara’ya su temin eden barajlardan biri olan Bayındır Barajı geçmiş dönemde kirlenme ve kapasite düşüklüğü sebebi ile içme suyu kaynağı olmaktan çıkarılmış ve yukarıda bahsedilen planla birlikte baraj havzasında yapılaşmanın önü açılmıştır. Günümüzde Ankara kent gündemi temiz suya erişim konusuna kilitlenmişken ve hastanelerde kirlilik dolayısıyla yaşanan hastalık vakaları giderek artarken, Ankara’ya kapasitesi ne kadar düşük olursa olsun temiz su temin etme kapasitesine sahip Bayındır Baraj havzasının sadece rant yaratmak amacıyla yapılaşmaya açılması yaşanan problemin meteorolojik bir olay olmadığının esas itibariyle suyu prestij konutlarına manzara oluşturacak bir görsel öğe olarak gören ve halka değil sermayedarlara hizmet vermeyi destur edinmiş zihniyetin sonucu olduğunun en net kanıtıdır.

Bilinmelidir ki, kentimizde yer alan dereler,göller ve baraj havzalarının her biri kent ekolojisinde büyük öneme sahip olan önemli ve hassas doğa parçalarıdır. Bu parçaların her biri ve toplamda oluşturdukları ekosistem kentimizin kısa, orta ve uzun vadede temiz su ihtiyacını karşılayacak parçalarıdır. Bu sebepledir ki kentimizdeki baraj havzalarına, ormanlara, derelere ve göllere prestij konut projelerinin görsel peyzajını oluşturan unsurlar olarak değil, tüm kentlilerin üzerinde insani ihtiyaçlarından doğan doğal haklarının olduğu Ankaralıların bugününe ve geleceğinde temel fizyolojik ihtiyaçlarından olan suya erişim ihtiyacını sağlayacak eşsiz doğal alanlar olarak bakılmalıdır.

Odamızın temsil ettiği kamusal ilkeler doğrultusunda Bayındır Barajı havzasına ilişkin imar planı değişikliğine dava açılmıştır. Bundan sonraki süreçte de Ankara kentine ve kentlillerin kamusal çıkarlarına aykırı olacak her kentsel müdahaleye müdahil olacağımızı açıklamakla birlikte; Ankara kentini yöneten siyasi iradeyi acil olarak Ankara kentinin su kaynakları üzerine belirli kesimlerin değil gerçek anlamda kentin bütününe yönelik kamusal çıkarları gözeten, kısa vadeli değil uzun vadeli planlarla, suyu rant yaratma nesnesi olarak değil geniş kesimlerin üzerine erişim hakkının olduğu kamusal bir değer olarak görecek planlama çalışmaları yapmaya davet ediyoruz. Aksi takdirde gelecek günlerde Ankara kentinde yaşanan susuzluk probleminin çok daha büyük ölçekte ve tehlikeli sonuçlar yaratacağını kamuoyuna bildiririz.

Saygılarımızla

TMMOB Şehir Plancıları Odası Ankara Şubesi"