1. YAZARLAR

  2. Dr. Nejat TAMZOK

  3. Altındaki yükselişten kimler kazançlı çıkıyor?
Dr. Nejat TAMZOK

Dr. Nejat TAMZOK

Yazarın Tüm Yazıları >

Altındaki yükselişten kimler kazançlı çıkıyor?

Salgın başladığından bu yana, ahâli gözünü ekrandaki iki sayıdan ayıramadı.

Bunlardan biri sağlık bakanının her gün açıkladığı vefat sayısı, diğeriyse altının fiyatıdır.

Hangisine daha çok baktılar diye sorarsanız, altın derim.

Nasıl bakmasınlar? Altın fiyatları rekor üstüne rekor kırdı, halkımızın en çok ilgi gösterdiği Cumhuriyet altınındaki kazanç -doların da desteğiyle- son yedi ayda yüzde 70’lere yaklaştı. Daha ne olsun?

Artık altın sahibi olanın da olmayanın da tek bir sorusu var: Daha da çıkar mı, yoksa düşer mi?

Doğrusunu isterseniz bu sorunun cevabı bende yok, pek kimsede olduğunu da zannetmiyorum. Altın bu, belli olmaz, düşer de çıkar da...

Ben bu yazıda, fiyatın ne olacağını değil de yükselen fiyattan kimler kazanıyor onun cevabını vermeye çalışacağım.

***

Aslında zor bir soru da değil. Elbette en çok altın kimde varsa en fazla o kazanacaktır. O zaman soruyu değiştirelim: Acaba en çok altın kimde var?

Önce yeraltına bakalım.

Dünyada ekonomik olarak işletilebilecek altın rezervi 50 bin ton civarında, bugünkü fiyattan yaklaşık 3,5 trilyon dolar ediyor.

Ama bu rezerv her ülkeye eşit oranda dağılmamış, dörtte üçü sadece 10 ülkede.

Bu konuda en şanslısı Avustralya, toplam rezervin neredeyse beşte biri bu ülkede bulunuyor. Sonra Rusya, Güney Afrika Cumhuriyeti ve ABD geliyor. Çin’deki rezerv de fena sayılmaz, o da sekizinci sırada. 

altinda-uretilebilir-rezerv-ve-ulke-rezervleri.png

Dedim ya, bu 3,5 trilyon dolar henüz yerin altında. Üstelik çıkarması da öyle üç beş günde olacak bir şey değil. Ama altın rezervi dediğimiz sadece yerin altında yok, bir de merkez bankalarındaki rezervler var. Biz asıl onlara bakalım.

Dünyadaki merkez bankalarında 35 bin ton civarında altın rezervi var. Bunların toplam değeri 2,5 trilyon dolar.

Bu alandaki şampiyon, yaklaşık 8 bin ton ile açık ara ABD Merkez Bankası, dünyadaki toplam rezervin neredeyse dört biri burada bulunuyor. ABD’nin altın rezervi yılbaşından bu yana 130 milyar dolar değer kazanmış, herhalde şikâyetçi değildir.

Avrupa ülkeleri de altına meraklı. ABD Merkez Bankası’nı sırasıyla Almanya, İtalya ve Fransa merkez bankaları izliyor ama bu üçünün toplam rezervi ABD’ye ancak yetişebiliyor. Sonra da Rusya ve Çin merkez bankaları geliyor.

Bu arada Uluslararası Para Fonu ve Avrupa Merkez Bankası’nı da unutmamak lazım, sırasıyla 2.800 ton ve 500 ton kadar da buralarda var.

***

Gelelim üretime.

Aslında altının endüstriyel kullanımı son derece sınırlıdır. Dünyadaki bütün altının neredeyse yüzde 90’ı ya ziynet eşyası niyetine kollara, boyunlara takılır ya da yastık altında veya banka kasalarında öylece bekler durur, tümü bir anda buhar olsa ne sanayi fazlaca etkilenir ne de tarım. Yine de altın üreten ülke sayısı hiç az değildir. Dünya üzerindeki 200’e yakın ülkeden neredeyse yarısında altın üretimi yapılır.

Geçtiğimiz yıl dünyadaki toplam altın üretimi yaklaşık 3.300 ton düzeyinde oldu, bugünkü fiyattan toplam ederi 230 milyar dolar, Türkiye milli gelirinin neredeyse üçte biri. En yüksek üretim 420 ton ile Çin’de yapıldı. Bu ülkeyi Avustralya, Rusya, ABD izledi.

Üretim bu ülkelerde yapıldı ama acaba kimler üretti, bir de ona bakmak lâzım.

Dünyada toplam altın üretiminin neredeyse yarısı 20-25 tane büyük şirket tarafından yapılır. Bu şirketlerin çoğu New York, Toronto ya da Londra borsalarında işlem görür ve piyasanın işleyişi üzerindeki etkileri belirleyicidir. Altın fiyatlarındaki yükselişten de aslan payını işte bunlar alır. Bu şirketlerden bazılarının hisse değerleri salgın sırasında iki katına kadar yükseldi. 

altin-uretiminde-en-buyuk-ulke-ve-sirketler.png

***

Bugün, dünyada mevcut 200 bin tona yakın altının yaklaşık yarısı ziynet eşyası olarak bulundurulmakta. Altın takılara en düşkün millet ise Hintliler. Çoğunu düğünlerde takmak için alan Hintli ailelerin elinde ABD Merkez Bankası’ndakinin üç katı büyüklüğünde altın takı olduğu tahmin ediliyor.

Aslında Türk halkının da Hintliler gibi altına düşkün olduğunu biliyoruz. Bunların önemli bir kısmı yastık altında olduğu için tam miktarını bilebilmek elbette mümkün değil ama 2 bin 500 ile 5 bin ton arasında olduğu tahmin ediliyor. Bu da 175 milyar dolarla 350 milyar dolar arasında bir servet anlamına gelir. Dolayısıyla altındaki yükselişin kazananları arasında vatandaşlarımızın da olduğunu söylersek, hata yapmış olmayız.

Aslına bakarsanız son yıllarda vatandaşların yanısıra devlet hazinesinin de altın biriktirmeye başladığını görüyoruz. Bundan sadece 4 yıl önce 100 ton civarında olan Merkez Bankası altın cinsinden rezerv varlıkları bugün 650 ton düzeyine kadar ulaştı. Türkiye; Rusya ve Çin’le birlikte son yıllarda altın rezervlerini en fazla arttıran ülkeler arasında. ABD’nin, doları diğer ülkelere karşı finansal baskı unsuru olarak kullanması, bu ülkelerin altın alımını arttırmasında etkili oluyor.

Son yıllarda, Merkez Bankası altın rezervlerinin yanısıra üretimde de önemli artışlar oldu. Bundan 20 yıl önce altın üretimi olmayan Türkiye’de bugün 18 altın madeni çalışıyor, üstelik bunların 7’si son 5 yılda faaliyete geçti. Ayrıca, 10’dan fazla projenin yatırım ya da fizibilite aşamasında olduğu da bilinmekte. Türkiye altın üretiminin bu yıl 45 ton düzeyine yaklaşması bekleniyor ve söz konusu üretimin tek alıcısı son 3 yıldır hep Merkez Bankası olmakta. Bununla beraber büyük miktarlarda altın ithalatı da hâlâ devam etmekte. Geçtiğimiz yıl 160 ton düzeyinde olan ithalat -artan fiyatlara rağmen- bu yılın ilk 7 ayında 140 ton seviyesine kadar yükseldi.

Fiyatlardaki yüksek artış nedeniyle, dünyanın her tarafında olduğu gibi Türkiye’de de yoğun bir altın arama faaliyeti sürdürülüyor, üretime yönelik yatırımlar artıyor. Bu arada, özel şirketlerin dışında Türkiye Varlık Fonu’nun da altın konusuna ciddi şekilde ilgi gösterdiğini, doğrudan yöneticilerinin beyanlarından anlıyoruz. Dolayısıyla, altın madenciliğinin önümüzdeki yıllarda ülke gündemine çok daha sıklıkla geleceğini şimdiden öngörebiliriz.

Altın, gerçekten son iki yılda ve özellikle salgın döneminde son derece kazançlı bir emtia oldu. Bununla birlikte, altın madeninin, her an yatırımcılarını terse düşürme gibi kötü bir huyu olduğunu da akılda tutmakta yarar var. Ve son olarak; umarım, altındaki kazancın peşinde koşulurken, bu ülkenin altından çok daha değerli olduğunu düşündüğüm yerüstündeki doğal zenginliklerinin zarar görmesine izin verilmez.

Kaynaklar:

U.S. Geological Survey, 2020. Mineral Commodity Summaries 2020.

World Gold Council, 2020. Monthly Central Bank Statistics, https://www.gold.org/goldhub/data/monthly-central-bank-statistics, (Erişim tarihi: 24.08.2020).

World Gold Council, 2020. Total Above-ground Stocks (end-2019), https://www.gold.org/about-gold/gold-supply/gold-mining/how-much-gold, (Erişim tarihi: 24.08.2020).

Önceki ve Sonraki Yazılar