Enerji Günlüğü - Akkuyu ÇED raporunda atıkların transferi ve kullanılmış atıkların depolanması sorunlarına dikkat çekildi.
Viyana Doğal Kaynaklar ve Yaşam Bilimleri Üniversitesi Güvenlik ve Risk Bilimleri Enstitüsü (Universität für Bodenkultur Wien), Akkuyu nükleer santrali için hazırlanan ÇED (Çevresel etki değerlendirmesi) raporunu inceledi ve cevabı eksik bırakılan sorularla ilgili bir rapor hazırladı. Özellikle nükleer risk ve güvenlik üzerinde çalışan uzmanlar tarafından hazırlanan rapor, atıkların transferi ve kullanılmış atıkların depolanması sorunlarına odaklanıyor.
İSTANBUL TEHLİKEDE
Raporda, Akkuyu nükleer santralinde kullanılacak yakıt çubuklarının Rusya’ya geri transferi durumunda en ve tek muhtemel taşımacılık rotasının Akdeniz ve İstanbul Boğazı üzerinden geçtiği, bu durumun İstanbul şehrini tehlikeye atacağı ifade ediliyor.
Rapora göre bu konuda açık bırakılan başlıca sorular şu şekilde:
• Ulaştırma kazalarına dair bir kaza analizi yürütüldü mü? Ne tür olası kazalar göz önünde bulunduruldu? Güvenlik incelemesinde terör saldırıları veya savaş koşulları ulaşım açısından ele alındı mı?
• Ulaşım operasyonundan kim sorumlu olacak?Sorumlu şirket radyoaktif materyallerin gemiler aracılığıyla taşınmasında deneyimli mi?
• Tüketilmiş yakıt çubuklarının Akkuyu’dan Rusya limanlarına taşınmasında hangi ulaşım yolları düşünüldü? Civar şehirlerin karşılaşabileceği risklere ilişkin (iç tehlikeler, mavnanın batması, terör saldırıları) incelemeler yürütüldü mü? Gemini batması durumunda ne olacak? Böyle bir durumun deniz yaşamı üzerindeki radyoaktif etkileri değerlendirildi mi?
• Ulaşım rotası doğrudan İstanbul Boğazı’ndan geçtiği takdirde deniz kazalarını engellemek için özel tedbirler alındı mı? Boğaz, mavnanın geçişi sırasında özel olarak kapatılacak mı?
GÜVENLİK AÇIKLARI
Raporda, güvenlik konusunda da açıklar olduğu, Akkuyu projesinin emniyet şartları ve hedeflerini oluşturmada WENRA (Batı Avrupa Nükleer Düzenleme Kurumu) şartlarının ve Fukuşima felaketinden çıkarılan derslerin göz önünde bulundurulup bulundurulmadığına ÇED raporunda değinilmediği de ifade ediliyor.
Greenpeace Akdeniz İklim ve Enerji Kampanyası Sorumlusu Pınar Aksoğan, “Üçüncü kez sunulmasına rağmen, Akkuyu nükleer santralinin ÇED raporu hala eksiklerle dolu. Özellikle nükleer santrallerin en temel riskini oluşturan nükleer atıkların depolanması, taşınması ve devreden çıkartılması süreçlerindeki çevresel riskleri ve bunlara karşı alınacak önlemler konusunda ciddi açıklar var. Avrupa genelinde nükleer güvenlik üzerine çalışan uzmanlar tarafından hazırlanan rapor bu açıkları açıkça ortaya koyuyor. Türkiye nükleer sorumluluğun şartlarını henüz belirlememişken, üstü kapalı cümlelerle hazırlanan bu ÇED Raporu’nu Kabul ettiği takdirde hem Akkuyu hem de tüm Türkiye’yi geri dönülemez bir risk altına sokuyor.Özellikle 15 milyon insanın yaşadığı İstanbul’dan nükleer atıkların geçmesi konusuna değinilmemesi kapsamlı bir çalışma yapılmadığının göstergesi. ÇED raporunun onaylanmaması için başlattığımız kampanyaya bugüne dek 250 binin üzerinde insan imzalarıyla destek verdi. İhtiyacımız olmayan bir nükleer santralin eksiklerle dolu ÇED Raporu kabul edilmemeli, Türkiye enerji politikalarını nükleer yerine enerji verimliliği ve yenilenebilir enerjilere yönlendirmeli” dedi.
Greenpeace’in ÇED’in onaylanmaması için sürdürdüğü imza kampanyası nukleer.greenpeace.org üzerinden devam ediyor.