Enerji Günlüğü - BOTAŞ, doğal gaz arz güvenliğini arttırmak ve afet ve acil durumlarda işbirliğini geliştirmek amacıyla AFAD ile bir protokol imzaladı.
AFAD ve BOTAŞ, meydana gelebilecek afet ve acil durumlarda iş birliklerini pekiştirmek amacıyla protokol imzaladı. AFAD Genel Merkezi’nde gerçekleşen imza törenine AFAD Başkanı Dr. Mehmet Güllüoğlu ve BOTAŞ Genel Müdürü Burhan Özcan katıldı.
DOĞAL GAZ GÜVENLİĞİ TEDBİRLERİNİ ZAMAN İÇİNDE GELİŞTİRDİK
BOTAŞ Genel Müdürü Özcan, Türkiye genelinde yaklaşık 22 bin kilometreyi bulan bir doğal gaz şebekesinin olduğunu belirterek, doğal gazın güvenliğiyle ilgili tedbirleri zaman içinde geliştirdiklerini kaydetti. Özcan ayrıca, geçtiğimiz günlerde Azerbaycan Enerji Bakanlığı ile Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı arasında bir protokol imzalandığını hatırlatarak, “Bu bölgedeki tüm tehditler ve olası riskler, henüz mühendislik aşamasında değerlendirilerek hatlardaki sürecin yönetimi ekiplerimiz tarafından gerçekleştiriliyor. Bu bizim için çok büyük bir avantaj” ifadesini kullandı.
ALTYAPI TEDBİRLERİ DAHA KURGU AŞAMASINDA ALINIYOR
Türkiye'nin bulunduğu coğrafya sebebiyle birçok doğal felaket yaşandığını, felaketlerin ardından doğal gazın güvenilirliği açısından sıkıntı yaşanmadığını anımsatan Özcan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Ülkemizin dört bir tarafında olası çevresel felaket olasılıkları mevcut, ancak biz sistematik olarak alt yapıya dönük tüm tedbirlerimizi daha projenin ilk kurgu aşamasında yerine getiriyoruz. Getirmek de durumundayız. Örneğin, özellikle Marmara Bölgesi ile ilgili yoğunlaştığımız bir çalışma var. TÜBİTAK ve Kandilli Rasathanesi ile yapmış olduğumuz deprem sensörleriyle beraber kritik tesislerimizin tamamını içeren bu çalışmayı, 2021 yılının ilk çeyreğinde tamamlamayı hedefliyoruz."
“BAZI FAALİYETLERE UMARIM HİÇ İHTİYAÇ DUYMAYIZ”
Törende konuşan Başkan Dr. Güllüoğlu ise, petrol ve doğal gaz sektörünün kendi içinde de birçok riski barındıran çok önemli bir sektör olduğunu belirterek, “Ülkelerin gelişiminde artık enerji hatları hayati pozisyonda. BOTAŞ sadece Türkiye’nin değil Avrupa’nın enerji hattına Rusya’nın ve Orta Asya’nın enerji arzına kadar global bir seviyede de kritik bir yerde duruyor” şeklinde konuştu. İmzalanan protokol ile çerçevesi çizilmiş bir şekilde her iki kurumun da kapasitesinin artırılmasının hedeflendiğini söyleyen Dr. Güllüoğlu, “Protokolün içindeki bir kısım faaliyetler umarım ihtiyaç duymayacağımız faaliyetler olur. Diğer alanlarda gerek eğitim alanında gerek ikili kurumların bu alan özelindeki kapasitesini geliştirme anlamında da her iki kuruma da katkı sağlamış olur diye temenni ediyorum. Bu iş birliğinin başka sektörlere de ilham vermesini temenni ediyorum” açıklamalarına yer verdi.