Türkiye geçtiğimiz yıl yaklaşık 44.2 milyar metreküp doğalgaz tüketti. Bu rakam, tahminlerin yaklaşık 7.9 milyon metreküp, yani yüzde 15 altında. 

Hedefin şaşmasının ana nedeni, elektrik üretiminde doğalgazın payının yaklaşık yüzde 40’tan yine yaklaşık yüzde 20’ye gerilemesi. 

Geçtiğimiz kışın ılık geçmesi ısınma amaçlı tüketimi azalttı, bu da başka bir neden. Bir diğer neden ise ekonomideki daralmanın etkisiyle sanayide enerji ihtiyacının gerilemesi. 

EPDK, Türkiye’nin 2020 yılı doğalgaz tüketim tahminini de 52 milyar 19 milyon metreküp olarak belirlemiş durumda. 

Peki Kurul’un tahmini bu kez tutar mı? Yoksa 2019’da olduğu gibi hedef şaşacak mı? 

Kesin sonucu yaşayarak göreceğiz. Ama buna dair tahmin yürütmek mümkün. 

Baştan söyleyelim, Türkiye 2020 yılında 2019’dakinden daha fazla doğalgaz tüketecek. 

Çünkü birincisi, ekonomide toparlanma sinyalleri arttı, 2020’de büyüme bekleniyor. İkincisi bu yıl bir öncekine göre daha soğuk bir kış geçirdiğimiz ve geçireceğimiz anlaşılıyor. 

Ve tabii üçüncüsü, bu yıl doğalgaza dayalı elektrik üretimi artacak. Doğalgaz santralleri daha fazla çalışacak çünkü hem ekonomik büyüme elektrik talebini arttıracak hem de toplam 4 bin MW’ye yakın kurulu güce sahip 6 kömür santrali ya tamamen ya da kısmen üretim dışı bırakıldı. 

Bunun yol açtığı boşluğu doldurabilecek baz yük santraller de doğalgaz çevrim santrallerinden başkası değil. Çünkü barajlı HES’leri kullanarak bu açığı kapatmak, baraj havzalarının beklenen miktarda yağış almaması halinde ciddi olumsuz sonuçları beraberinde getirebilir. 

Özetle yeni devreye alınacak rüzgar ve güneş santrallerinin kesintisiz üretim yapabilen kömür santrallerinin açığını kapatması imkansız. Toplam jeotermal potansiyeli belli ve zaten onlar hep kesintisiz çalıştı, çalışıyor. Sistemin bütününde dengeyi sağlayabilecek ölçekte biyokütle santralleri kurulabilmesi de olası değil. 

Demek ki EPDK’nın 52 milyar metreküplük doğalgaz tüketim tahmini büyük olasılıkla ve üç aşağı beş yukarı tutacak.