Enerji Günlüğü - HDP, ÇED Yönetmeliği’nin halkın katılımını düzenleyen maddelerinin iptali istemiyle Danıştay’a dava açtı.
Halkların Demokratik Partisi, yapılacak her projenin irdelenmesi sonucunda bakanlığın vereceği kararın teknik koşullarını ve yöntemlerini belirleyen ve en son yedinci kez değiştirilen Çevresel Etki Değerlendirme Yönetmeliği'nde, şirketlerin doğal kaynakları kullanımlarını kolaylaştıran düzenlemeler yapıldığı gerekçesiyle halkın katılımını düzenleyen maddelerinin iptali istemiyle Danıştay’a dava açtı.
HDP Eş Genel Başkan Yardımcısı Meral Danış Beştaş, konu ile ilgili bir açıklama yaparak, ÇED Yönetmeliği’nde yapılan değişikliklerle, “enerji projelerinde, maden işletmelerinde, radyoaktif atık gömü sahaları değerlendirmelerinde; suların vadiler arası taşınmasını ve ticarileştirilmesini arttırmak, meraların, ormanların, denizlerin, derelerin, tarım alanlarının şirketler tarafından kullanımını kolaylaştırmak için Çevre ve Şehircilik Bakanlığının olumlu kararlarını arttıracak, hızlandıracak, yetkiyi valilere dağıtarak ‘ÇED gerekli değildir’ kararlarını meşrulaştırılacağı gerekçesiyle” dava açtıklarını söyledi.
Değişikliklerin "kapitalizm ve şirketlerin doğayı ve yaşamı metalaştırmasına ve yaşam alanlarını yok etmesini kolaylaştırmak için" yapıldığını belirten Meral Danış Beştaş, “Biz, halkın kendi yaşam alanlarını doğrudan veya dolaylı etkileyen ve tahrip eden projeleri tartışmasının ve karar mekanizmalarına doğrudan katılımının önündeki tüm engellerin kaldırılmasını hedefliyoruz. Her düzeyde halk denetiminin geliştirilmesini, halkın söz ve karar hakkını savunuyor, demokrasiyi temsili sistemle sınırlı görmüyoruz” dedi.
ANADOLU VE MEZOPOTAMYA ATIK SAHASI HALİNE GELECEK
Beştaş, ÇED yönetmeliğinde yapılan son değişikliklerle birlikte, Anadolu ve Mezopotamya topraklarının atık sahası haline getirileceğini ve meraların, ormanların, derelerin, yeraltının, denizlerin, tarım alanlarının şirketlere teslim edilmesinin önündeki yasal engellerin etkisizleştirileceğini söyledi. Beştaş, ayrıca, ekolojiyi ve yaşamı korumak için halkın kararlarının ve iradesinin yok sayılacağına da dikkat çekti.
